...TAKVİM YAPRAĞI...Geceyi mühürledi Düşen takvim yaprağının gizli sesleri Uyku dolanmış yüzüne Çarptılar birer birer Başlamıştı geçit töreni ’Sırayla’ dercesine Bir el hareketiyle dağıttı başında dönenleri Kaçan uyku ürkekliğine içerlemeden Kurdu bağdaşını yalnızlığın göbeğine Dizlerine örtü hüzün üşütürken Yürek sesini şal eyledi omuzlarının çöküklüğüne Yine yıldızlardan bir şahit aradı Kısırlıklarını saysın diye Sevgi kancalı ipini seyirtti göğe Şansına en olgunundan bir bulut düştü Çekti usul usul Kirpiğinde damlalar yuvarlanmaya hazır büyüdü Ve hiç görülmeyen beyazına Arkadaş oldu koyu grisi Köşedeki geçmişinde gizlenen Tombalacı amcadan görmüştü Yumdu gözünü Daldırdı elini Birden sağnak doldu avucuna Beğenmedi Yeniden denedi Ayazla donduğunu hissetti Silkindi Bir uçurtma düşüverdi önüne Anı kuyruklu Upuzundu kuyruğu Tesbih gibi çekti ha çekti Kırıştı zaman alın çizgisinde Baktı el yordamıyla Yine ne çok sayıklamıştı zamanda Kulaklarında çınlarken sabah Azad etti bulutu Kaypak güne yol açıyordu gece Kârı ceplerindeki irili ufaklı bilye şıngırtısı Ve aksak adımla geçti ayna karşısına Her ne kadar dirense de Gitmemek için hüzün gözlerinden Çekmeceden bir tebessüm seçti Dudağının ağlamaklı döküntülerine yerleştirdi Yüzünün ardına ittiriverdi yaşanmış geceyi Ve yol aldı yeni takvim yaprağındaki yerine Yeni seslere can vermeye... ASLI DEMİREL... |