B ü y ü _ d ü m
yaşanmışlar yaşanacakların ön yüzü ,
kalıbına sığmaz bedenimde seyir başlar bir gün batımı hayat sivri bir kalemin ucunda beyaz mürekkeple yazılmayı beklerken satırlarda yerini alan her söz koca bir muammadan ibaret kulacı atılır ömrün ardında saklı bir hikâyede gizleri derinliğinden korkmadan rıhtımına yanaşmak için oynaşırlar dakikalar saatle saatler yıl ekseninde saplanmış siyahın perdesi aralanır gün yüzüne kızıllar akşama sokulurken mavi göğüne salkım saçak tutunur her sabah bedenime düşen cemre misali alevin külleri hayat bulur tenimde gri rengi ile desensiz deseniyle sen geldiğinde ; ruhumda bahar gözlerimde aşk uyanır " özlemim" sen geldiğinde ; gecelere ışık umutlara huzur bulaşır " özlemim" laciverdi öper dudağımdan bense yarım kalmış gülüşümü okşarım hiç unutmadan bazen ya da çoğu kez avlularda can çekişen sözlerin dirisi olurum çığlığın ise ta kendisi susturucusu takılmış bir silahtır gözlerim hedefi boyundan büyük menzili geceden sabaha dönük evliya bir dokunuşa sızar dualarımla birlikte dileklerim dağınık değillerdir toparlanır tek tek hayallerim bak ... artık korkmuyorum karanlıktan büyüdüm ömrün götürdüğü yıllara inat hala küçüğüm bak ... seni sevmenin bedelini ömrüm ile ödedim pişman değilim 03/05/2010 10;01 eMİNE 2010 kırıntısı . . . |