BİLİNMEZLİK
BİLİNMEZLİK
Tüm dünya bilinmezlik içinde ve sen aklın dışındasın Fesleğenler kadar temiz bir kokusun avuçlara sürülen, Anlatamam belki de bir çocuğun oyununda ev sahibisin, Ve sen bilinmezlikler arkasında bir aşina çehresin… Mısırlı bir aşığın tabletinde bir vahiy gibisin, Belki de Nil Nehri’nde susamak gibi bir şeysin, Her ölüye okuduğumuz Yasin suresindeki günahkârsın Dedim ya sen bir gaiplik sen bir muammasın… Bilmem senin de gözlerinde masallar var mı? Var mı senin de öpmeyi bekleyen dudakların, Bilmen seni bulabilmiş mi âşık kalpler, Bulabilir miyiz seni de Eyüp Türbesinde… Bir anne kadar aciz, bir evlat kadar asi midir? Seninde hoyrat yüreğin… Bilinmezlikler içinde acaba Seninde Maria’n ya da bir Meryem’in var mıdır? Tıpkı İsa tıpkı Musa gibi Senin de bir cihadın seninde bir muradın var mıdır? Sarraflar çarşındaki kırmızılı mücrim Seninde bir cevherin var mıdır? Bilinmezlikler için de gezinen âşıklara da bir yer var mıdır? Kalpte maraz doğdu ikindiye varamadım… Bilinmezlikler şehrinde bir kuru baştım Gözyaşımla sulanan itikatta ben bir aftım, Bilmezdim zehir kalemi, bilmezdim ben seni, Bir gülün ardındaki peygamber muradım Ben bir şeyh efradının suhtesiyim Ben bilinmezlik ormanındaki korucuyum Ben ben miyim… ben zemheri bir dergah Ben bilmiş kulbün bir zühresiyim…… |