Kur'anın Penceresinden Bakarsan...
Güzellikleri yaratan Allah’ın
İndirdiği vahiyle yolunu bulan, Rabbimiz tarafından, En güzel örnek olarak tanımlanan, Fahri Kâinat efendimiz,s.a.v. Şimşek gibi gözlerimizi alan bir nurla, bir ihtişamla parıldar. Bu nur, Bütün insanlığın yolunu aydınlatır. Allah’ın hükümleri, Elçisinin öğretileri, Bu kısa aklımızın vicdanımızın ölçüleridir. Cenab-ı Hâkkın, nuhunu taşıyan insan, Anlamlı bir varlıktır. Çünkü insan, Yer yüzüne halife olarak yaratılmış. Kur’an, İnsanın kalbine ve aklına inmiş, Beşer sözüyle kıyaslanamaz. O’nun kelamı duyulduğunda, Kalbler nasıl korku ile dolmaz? Şayet bu Kur’an, Bir dağın üzerine indirilseydi, Odağa akıl ve idrak verilseydi. Allah’ın sözünün azametinden, sorumluluktan, Parçalanır tuz buz olurdu saygı ve korkudan. Allah’a itaatından parça parça olursa,dağlar, Akletsene, Vahyi ve zikri duyamıyacağını anlayan kütük, Başın eğmiş, boyun kırmış, niçin ağlar? Kur’an Allah’ın sağlam ipi,üstün kelamı. Gözlerin kalblerin karşısında büyük bir mucize. Mükerrem elçinin hayatı, Kur’an’la birleşince, Ortaya Fıtrat yolu İslam çıkar. Cennete götüren yol... Cennet sonsuzluğa kadar açılmış bir yarış. Yüce Allah’ın, c.c. Biribiri üzerine sekiz derece halinde Yarattığı en yüksek mertebe. Mü’minler için donatılmış, Takva ve ihsan sahipleri için hazırlanmış.. İnsana yapılan masraf, bahşedilen lutuf, Dünyanın altını,gümüşü,yakutu ile karşılanamaz. Dört başı mamur olmak kolay iş değil, Aslında zorda değil. İslamın değişmez prensipleri Kolaylık üzerine kurulmuş. Cennet yarış yolu, sonsuza kadar açık.. Dünyada ne kadar hazırlanmışsan, Ruh dünyanda ki putları kırmışsan, Hizmette ne ölçüde ileri gitmişsen, Cennetin, Sekiz kapısından gir içeri diye nida edilecek. Yol göstericimize, kurtarıcımıza sâlat veselam olsun. İki cihan güneşi Efendimizin, Öve öve bitiremediği, o mutluluk diyarına Nail olmak istemezmisin? İslamın gelipde kurduğu bir denge vardır. Akıl,vahiy, dünya, ahiretle birliktedir. Allah’a ortak koşulduğunda,veya Allah ile insan çatışırsa. Yerden göğe kadar evrensel düzen alt üst olur. İşte şirkin en tehlikesi budur. Aciz insandan Allah’tan korkar gibi kokmayın. Şahsi yeteneğinizi inkar eder, Onurunuzu ayaklar altına alırsınız. Allah’ın size üfledği ruhun, Taşıma yetkisini kaybedersiniz. Şeytanında, İnsanı yoldan çıkardığı ayağını kaydırdığı nokta Tam burasıdır. Allah’ın elçilerinin karşısına, İnatçı ve inkarçı taifeler, Daima çıkar hesabıyla dikildi ve direndiler. Mekke müşriklerinin dönemedikleri viraj var ya, İşte orada, Allah Rasulü şöle seslendi: ‘’Güneşi sağ elime ayı sol elime verseniz Vallahi ben davamdan vazgeçmem’’ Tevhid, Kişiyi fıtratın, yaratılışın çizgisinde tutar. Kulluk ve sevgi, Yalnız ve yalnız yüce Allah’a’dır. Aciz insana hak etmediği sıfatları yüklemeyin. Geçici çıkarlar için başınıza belâ etmeyin. Akıl pusulamızın feleğini şaşırtan, O kadar sanal ilâh vardır ki, Takdirde, hükümde, emirde, Hürriyeti ve felahı çiğnerler. Bilirmisin hürriyet nedir? Hürriyet öyle çayırlıktır ki, Orada zayıf ve semiz sığırda otlar. Orada kurtda kuzuda doyar. Dünya ve ahiret bir gerçeğin iki yüzüdür. Farkındamısın, Bütün güzelliklerin sonu gelecek. Hâlık karşısında biz mahlukuz. Hâlık O, Kâdir O, Hâkim O. ‘’En hikmetli kararı veren hükmü veren Allah değilmidir’’. İstanbul /Süleymaniye. 1996 Ali Kılıç Kakiz |
Diğer bütün kapıların tokmaklarından daha etkilidir ve kesin sonuçlar getirir...
Dua ve muhabbetle..