Oradaydık XIIIOradaydık işte yine, yeryüzünün sözcükler mahallesinde, renk renk sözcüklerin cirit attığı caddelerde, sözcüklerin öbek öbek toplanıp sancılandığı kağıtlarda, sözcüklerin şehvetle çiftleştiği yazıtlarda, işte o mahallede, mucizelerin toprakta filizlendiği yerdeydik... Bir kez daha oradaydık, yaralı sözcüklerin iyiliği için, sancılı sözcüklere merhem olmak için, kendi sözlüklerinde kaybolmuş sözcüklere kılavuz olabilmek için. İşte o mahallenin çatısı bulut beyazı bir sayfadan, duvarları harf harf örülmüş ustalıkla, bir çok işçi çalışmış harıl harıl, zamiri , sıfatı, öznesi... Hepimiz oradaydık yine tüm şahıslar, Birinci tekil, İkinci tekil, içincü tekil, ve tüm çoğul şahıslar, Ham imgeler, pişmiş imgeler, yıllardır okyanusuna dökülmeyi bekleyen imgeler, yıllardır bulutundan yağmayı bekleyen imgeler, yıllardır dalında yaprak olmayı bekleyen imgeler... Ve hepimiz , her birimiz, azad ederken cümlesinde esir olmuş sözcükleri, cümlesinde paslanmış sözcükleri, cümlesinde diyetini ödeyemeyen sözcükleri, arafta sıkışıp kalmış sözcükleri, yine yankılansınlar diye doğacak duygularında, yine uçabilsinler diye yuvalarından, oradaydık işte tüm bu yineler için... Ve biz, ve işte o , lider sözcük : ikra ve bütün doğumlar ve bütün ölümler arasındaki tüm sözcükler, kulaklara fısıldanan inançlı tüm sözcükler, ve hecelerken yine her bir varlığı, var olanı, var olmak isteneni, ve hecelerken yine, tüm bu ağıtları, bu sefer hiç olmadığımız kadar ağlamaklıydık, hiç olmadığımız kadar kederliydik, aslında tüm yitişlere, masalların bile yumuşatamadığı yitişlere, ama yine de, yine de, orada olmalıydık, kundaklarında renklenmeyi bekleyen tüm sözcüklerin geleceği için... Oktay Coşar |
allanan akşam
söyle nere gider huzurun rüzgarı
izlesin yazgım renklerindeki esen ritmi
bir ezgi gibi