İbrahim'in ateş toplarını giyindirmesinde gönül.gecenin ayazı son bestekâr’ını dinliyor, adını anan dudak kenarlarında ince bir sızı sensizlik, zamanı ağır ağır demlerken, yamalı yüreğimi vaftizliyorum gözyaşlarımla kara peçeli gece yoldaş sigaranın dumanına sensizliğe dost sessizlik irin toplamış yüreğe acıları sarıp ’can’ diye diye Marmara’nın derinliklerine atıyorum. şimdi hicran Haçlı seferlerinde Mescid-i Aksa kanıyor başucumda. sebebi nedir ki Lût gölün’ün Azrail yandaşlığı ? son çare ölümüm müdür yokluğunun ? kalem,sözcükleri ezip susmakta öylece. bir harf içi ezik. koca bir göl cesetlerle dolu. Davut’un alnında birikti çizgiler. her sürüklenen ceset de. bir avuç mutluluk heybem(n)de eksik olan belki de? gümüş pulların avuç içine çizmemdeydi kum saati. Şems’ini diledim zifiri karanlıklara. Süleymâni dile kilit vurup kör topal satırlara uzanıyorum boylu boyunca. sensizlik musalla soğuğunda İbrahim’in ateş toplarını giyindirmesinde gönül. bedene giydirse bi közlenmiş yüreğim(n)de gül-ü nâra açacak. Maviliğinin ıslaklığını ödünç aldı küçük gözlerim Eyyub’ün ıslak dualarını diledi,sokak dilencisi gibi. özlem yanıklarını (d)ğlayor Haliç’te Yusuf cemalin benim cennetim. yokluğunun yoksulluğunda bir sokak dilencisiyim üstü başı harap, bitkin bir beden. yüzü kirli. gordion 18/08/2011 |
Şiir adına teşekkür ediyorum.