SORMAYIN
* Sormayın
Sormayın halimi hiç, görseniz bende bir naz... Çok yoruldum elimle başıma dert sararken! Katı hiç açılmadık dertler buldum ben bu yaz, Saçımın tellerini suçladım hep tararken... Tuttum bütün vebali yükledim ak saçlara... Ne varsa olup biten, ortak ettim suçlara! Şükür, canım sağ derken araz çıkmış uçlara, Gel de buna çare ol akıl baştan firarken... Elim biraz boşta ya, sanki dert seçiyorum... Esamisi geçmeyen yerlerden geçiyorum! Yıkıldı tüm duvarlar, sandım ki göçüyorum! Nereye ki yolculuk böyle durup dururken? Haydi, kalbi anladık, şeker, tansiyon tamam... Ardından bir “Vertigo,” billahi anlatamam! “Uyku Habnesi” de ne, hiç içimden atamam! Neye yarar bunca dert, biri bile zararken? Elde filim, grafik, dolaş Allah’ım dolaş... Bilmediğim dertlerle olmuşken sarmaş dolaş, Bir de zebanilerle her gün amansız dalaş! Bekçiler hasta etti, derde derman ararken... Sanki dert arıyorum, olmuşken asri olsun... Şu cılız bedenimde mücessem kasrı olsun! Dilerim kalan yıllar hep “sıhhat asrı” olsun, Yoksa ne söylerim ki, yaradanım sorarken? Rabbim beni sınıyor tahammülüm kaçına? “Kaçma diyor sahadan” bakıp da ak saçına! Doğduğunda çıkmıştın sen bu hayat maçına, Şükret yaratanına, iğne, ilaç yararken... Antalya-2011/08 Halil Şakir Taşçıoğlu |