âşk sarhoşlarız, tevhit denizinde ümit ile gark oluyoruzEy yüzü cennet,lâlliği selsebil olan cancağızım, Gönlümü, yokluğunun yoksulluğunda selsebil ettim Dudağının çevresi cennetim. Gözünün okundan kaç kez şehit oldum, saymadım ey yâr................ Yarabbi, ateşi İbrahim’e nasıl gülistan haline getirdiysen Gönlümdeki ateşi de öylece soğut, Güllük gülistanlık yap. Ezel gününde ayın yüzünün Kalemimden bir katra mürekkep sıçradı Hicranın bütün hilebazlığı ulu ortalıklara sıçradı Gönlümü, kirpiklerinle oklama ey yâr Yusuf cemalin nisabı kalemine bulmuş, Ben bir fakirim,bir yoksulum bana zekat ver. Göğüs sahası seninle öyle bir doldu ki Hatırımdan hicran beli kaybolup gitti.... Sevgilinin gözünün denizindeki dalga ne oyun oynayacak kim bilir? Zenci kölelerin hicran yazgılı başımız Âşk sarhoşluğuyla bülbül gibi şakırtır. Ümid bucağında hilâl gözleyenler İstek gözünü o mukavves kaşına tuttu. Gök kubbe adalet çevgânına kapılmış bir top değil midir ki ? Sevgili bana ’kulum’ derse muhabbetinle kevnü mekân. Efendilikten vazgeçerim. Ey Şems’im üstümden gölgeni eksik etme! Ey ümid sabahın güneşi doğ, Doğ ki hicranlığında esir kaldım ben. Lalenin yüz suyu, cemalinin feyziyle gül’de Ey lûtuf bulutu bu toprak kula, feyiz rahmeti ver. Yarabbi,beni ortadan kaldırmadan lûtfet Vuslat bulutuyla bir rahmet yolla. Huzur ayıklarız, âşk sarhoşlarız, tevhit denizinde ümit ile gark oluyoruz. Ey yâr gönlümü senden alır, sevgim(n)i terk edersem kime seveyim? O gönlü nereye götüreyim, ne yapayım şehr-i İstanbul? Canı görmek arzusundan düştüğüm o vakitten beri Gözüm, Yusuf cemaline tasvir eder, Kalemim de nakşeylerim seni şehr-i İstanbul! gordion 09/08/2011 |