GÖÇ
Kimselere söylemiyorum bu bir göç
bir ağaç gövdesine sarıyorum sesini kırılan dalın yankısına sıkışan acı tütün tabakası oluyor solgunluğun çocukları sayıyorum bir sokak arası çocuk oluyorum elini uzatan eski konukluk çekmecemde duruyor bıraktığı gümüş saatinde duran gülüşüyle kokusu siniyor yüzünün gül yaprağına düşüyorum. hangi kapıdan çıksam yağmur sonrası yorgunluğunu alıyorum bir kadının yasak teninde sabah bölünse içime bütün orman akşam dokunsa aşk kimselere açmıyorum sırlarımı taş kaldırımlara yüklüyorum ağrılarını bir kentin uğultusunda yükselen göç isyanı oluyor yurtsuzluğun çocukları seviyorum bir sokak arası çocuk oluyorum yoklukla büyüyen çocukluğum yanımda duruyor bıraktığı derin sözcüklerin içtenliğiyle sızısı duruyor gidişinin kapı kilidimde üşüyorum hangi kapıdan girsem deniz öncesi yorgunluğumu veriyorum bir şiire alın teriyle gece dökülse içime bütün yalnızlık akşam dokunsa aşk SİNAN GÖZTAŞ |
yorgunluğumu veriyorum bir şiire alın teriyle
çok güzel dizelerdi
alın terinize saygıyla
kaleminiz susmasın
sevgilerle