YOKLUĞUNUN KIYISINDA
bir yaz ayında gittin buralardan
ölü denizleri bırakarak bir taraflarıma daha olgunlaşmamıştı yaralarım kendimi bulmaya çeyrek asır varken gittin yitiverdin bir şiirin ortasında büyütmüştüm oysa bir şehri baştan başa dolaşmıştım bayram sabahlarını kabuğundan çıkmamış bir hayattı sipariş ettiklerim sen yoktun... sabah varoluşları özledim en çok yokluğunda demli çayı kıvamında büyütmeni şeker katılmamış hüzünleri de biriktirerek ısıtmanı canevimde bir sevgi zimmetlemiştin üstüme en çok onu kaybetmekten korkuyorum desem güle dökülür yüzün bir çeyrek asır daha kalır seni yaşamaya kapalı bir mekandı aşk sen yoktun... duyar gibi oldum sesini yoksa gelen yokluğun mu çaresizliğim mi bir kıyıya vuran tüm terkedilmişliğimle sana getirilmişliğimle bu hayata sövmüşlüğümle geldim sen yoktun... ben kendimi arıyorum bir yerlerde karanlık ve ürkek akşam ses veren ben duyan ben bağırarak yaşadığım bu ömrün son kuytuluğunda solarken senin için,içime hapsedilen ben yokluğunda bir dilim ısırgandı hayat sen yoktun... sanma ki ardından ağladım günlerce tahriş olmuştu düşünce adına ne varsa benimkisi son bir saatini yaşayan dram ben ben bir morg odasında otopsimin yapılmasını beklerken sen yoktun.. yoktun... Sinan Göztaş |
büyütmüştüm oysa bir şehri
baştan başa dolaşmıştım bayram sabahlarını
kabuğundan çıkmamış bir hayattı
sipariş ettiklerim
sen yoktun...
yazmış bende kutlarım :)