BİR SEVDA BÜYÜTÜYORUM SANA
Sen şimdi,büyük şehrin köylü kızı,
Bense halâ,aynı hasretin suçüstü mahkumuyum. Mutluluklara volta atıyorum,koğuş 24’de. Ve hasretinin gözetiminde tüm umutlarım. Senden bana kalan tek bir kelimeyi sayıklıyorum. Gelmeyeceksin,biliyorum. Gelmediğin gibi hiçbir görüş günümüze, Belki de,hiçbir görüş günümüze gelmeyeceğin gibi. Beşinci sürgününde şimdi,birlikte hayat verdiğimiz Sonra,bende bırakıp gittiğin sevdan. Her koğuşta bir kez daha büyüdü, Daha da güzelleşti her defasında, Bütün mahkum sevdaları kıskandırırcasına. Asiliğimi duydu,isyanlarımı yaşadı, İçine çekti hasretlerimi tek tek, Bütün kavgalarımın birinci dereceden tanığı oldu belki. Ama hiçbir zaman ihanetimi görmedi. Tanışmadı başka hiçbir sevdamla, Hiçbir ihanetimle tanışmayacağı gibi. Duydum! Büyük şehre göçmüşsün şimdi, Öksüz bırakıp bendeki sevdanı. Sana göre sevdaların peşine düşmüşsün. Üzülmedim gidişine. Çünkü duyurmadım başucumdaki sevdana, Bu kaçıncı kez unutulduğunu, Belki de hiç hatırlanmadığını. Üzülmesin istedim,tıpkı hiç üzmediğim gibi seni. Dışarıda görüş gününde sevdalılar, Yine hasretlerini darağacına çekiyorlar. Güzel şey olsa gerek,darağacına çekmek hasretleri Ve hasretler tarafından darağacına çekilmemek. Ben hiç tatmadım,görüş günü defterine Adım bile layık görülmedi benim. Yine de,halâ seni bekliyorum. Olurya,çıkagelirsin belki bir görüş günü. Görmek istemesen de beni, Bende bıraktığın sevdanı özlersin belki. İkimiz de 24 üncü koğuştayız şimdilik. Gardiyanımızsa halâ aynı, “hasretin” On ayımız kaldı bugünden sonra. Yanlış anlama hemen,tahliyemize değil, 25 inci koğuşa naklimize, Ve 6 ıncı yaşına basmasına bende bıraktığın sevdanın. Yolunu şaşırıp çıkagelirsen bir görüşgünü, O gün gardiyanımı darağacına çekeceğim. Öldüreceğim hasretini. Sonra sana,bendeki sevdanı göstereceğim. Hiçbir zaman 6 ıncı yaşına basmayacak, Ve hiçbir zaman 25 inci koğuşa girmeyecek sevdanı. Tanıyamayacaksın biliyorum,sonra da şaşıracaksın. Çünkü sen,ondan vefasızlık bekleyeceksin, O sana vermeyecek. “ihanet güzel şey” diyeceksin, Konuşmayacak,sadece susacak. O sana,umutlarla yaşamayı anlatacak,hasretinin gözetiminde. Sadece buğulanmış camlardan bakabilmeleri haykıracak, Yaşamadığımız ve yaşayamayacağımız görüş günlerine. Hiç aranmamaları,hiç sorulmamaları, Kurşun gibi sıkacak kalbinin üzerine. Bundan sonra da adı olmayacak,hiçbir görüş günü defterinde. Bundan önce olmadığı gibi. Bir şeyler fısıldayacak kulağıma sevdan, Ve ben,son kez duracağım gözlerinin içinde. Tıpkı ilk günkü gibi,yeniden teslim olacağım sana. Sonra üç dilek yerine,üç mermilik hakkını kullanacak. Önce seni,sonra beni ve en son kendini vuracak. Biliyorum! Seni,bendeki sevdan vuracak MELEKSOYLUM, Bende bırakıp gittiğin sevdan. Üzgünüm,hoşçakal… YAZAN : ADEM MİDİLLİ 26/10/2001 AKSARAY |
Ama mermilere ısınamadım ben oldum olası Wapiti kardeş :))
Sevgiler ÖZ' den...