SEVDÂ
/’Bu kalem sevdâ yazmaz, anlayamıyorum niçin?’
Demiştin ya hani dost, bu şiir senin için/ Bir Pervâne misâli ateşe konup yanmak Ya da çölde bir kuyu bularak suya kanmak Bu yer yüzünde ondan başka biri yok sanmak Sevdâ güller içinden tek birini seçmektir Ona ulaşmak için sahraları geçmektir Mecnun’un Leylâ için düştüğü çöldür sevdâ Bâzen deli bir ırmak bâzen de göldür sevdâ Aslâ yalan katmamak, boşa vermemek vaat Birbirini düşünmek hem de her gün her saat Bir çıkar gözetmemek,beklememek menfaat Ne saçını okşamak ne elini tutmaktır Sevdâ onun yanında her şeyi unutmaktır Züleyhâ’nın Yusuf’a duyduğu şeydir sevdâ İçmeden sarhoş eden farklı bir mey’dir sevdâ Aynı yıldıza bakıp hayaller kurabilmek Birbirine söz verip o sözde durabilmek Geçici heveslere pranga vurabilmek Zannetme Adem gibi yasak elma tatmaktır Sevdâ bir bütün olup aynı kalpte atmaktır Kerem’in Aslı için düştüğü hâr’dır sevdâ Kış günü yakan güneş, yaz günü kar’dır sevdâ Yazılmıştır senin de elbet biri bahtına Bir bakarsın oturmuş gelip gönül tahtına Onunla ermek ister yürek cümle ahtına Sevdâ günlere hafta, aya ay eklemektir En helâl tarafından vuslatı beklemektir Ferhat’ın Şirin için deldiği dağ’dır sevdâ Kalpleri birleştiren gizli bir bağdır sevdâ /Es verip dâvâsına, kavgasına ve sâir Bunları yazabildi kalem sevdâya dâir/ . |