Ey Özlenen!
Ey Özlenen!
Simasını düşen yaprakların taşıdığı... Unutulmuş bir yeryüzü dilinde Sesi mahfuz kalan suskunluk... Toprağa düşen bir gözyaşında filizlenen Nepenthes’in duası... *** Ey! Ey Özlenen! Saçlarımda çıldıran iklimler Parmak uçlarımda sabahlıyor Ve... Mektupsuz adreslerine yolladığım sayfalara Beyazlaşmış hüzünlerle seni anlatıyorlar tel tel... Ey Özlenen! Zamanlı zamansız akşamlarda Yitik coğrafyalardan sürgünlerini göçe vurmuş yolcular çalıyorlar kapımı Rengini çözemediğim sancılardan bahsediyorlar Arkalarında bıraktıkları viranelerde Saçlarında ağlaşan gün doğumlarının ellerinden tutup Kanadı kırık serçelerin cıvıltılarını sabahlarla barıştıran Yuvasını kaybetmiş karıncılara Bir ekmek tanesini yüreğinden rivayetler anlatan... Rüzgarlarla konuşan bir deliden bahsediyorlar! İçim acıyor: susuyorum, Ey Özlenen! *** Şimdi bende bıraktığın dünyanın yarısı dönmez oldu Sen dönmeyeli... Güneşi bıraktım ben de; karanlık yangınlar taşıyan bebeklerin avuç içlerine Yüreğimin yarısını bağışladım, annesini kaybeden bir meleğe... Ey Özlenen! Güneşin Batı’dan doğduğu Ve Doğu’dan battığı coğrafyalara gidiyorum! Dönersen bir gün beni bıraktığın yağmurlara... Dünyanın kalbine dön yüzünü Ve Orada bir şarkı söyle Umudu anlatan... Işığı anlatan... Ve ikimizi... ************************************************************ 21:15 Emin’in evi... Mersin 05.10.2003 |
her zamanki gibi cok etkileyiciydi şiiriniz.
Dili bu kadar acık olup , bu kadar derin olan kac kalem var, cok degil...
Bilelim kıymetimizi bilelim. Sezar'in hakkını sezar'a verelim