Tek Perdelik Acıklı Güldürücü
Oynayan oynadı oynayacağını doğurgan duygularla.
Ardına bile bakmadan İteledi gözyaşlarını her sözcüğün ardına Tiradının sendeleyen zamanlarında es verdi terke Düş söküğüydü başka yaşamlardan araklanmış mimikleri Repliklerini gecesiz bir sokak çöplüğünden aşırmıştı Sufle verecek bir kimse bile yoktu kimsesizliğinin rollerine Zaten acıyan yerlerinin sol tarafı da protezdi Alkışlarla ölenlerdendi diye anlattılar yazgısınının son baskısında Bir seferinde ayrılığı oynadı unutulmuş bir ezberle ayrılık da ona oynadı sonunu bilen bir cinnetle Bir seferinde mutluluğu oynadı şuursuz bir heyecanla Mutluluk da ona oynadı ezbersiz sızılarla Bir seferinde ölümü oynadı provasız bir bekleyişle Ölüm ona oynamadı kederli bir kararlılıkla Kostümü bile kırılgandı kişilikleriyle çoğalan Yüksekten oynardı bir elinde hep uçurum Haykırırdı da bir tek izleyen yalnızlıklar duyardı sesini Tek perdelik bir yaşamdı güldürücünün öyküsü Antraktı hüzünlerle dolu Kırmızı burunlu yüreğini kimselerin bile sahnesine sığdıramadığı... Oktay Coşar |