Düş Seslerihücremde yabani bir fırtına açım çok açım çok kötü kalpli parmaklıkların arasında bir gölge hissiz duygu bir tabak sancı uzatıyor hani her çetele bir masaldı yaşamı beş geçe avlumdayım ayrılıklar volta atıyor kavuşmalar yüzünü buruşturmuş ben yeni çiseleyen umut taneciklerini topluyorum sırtımda tozlanmış dargınlıklarım sessizliğim dilimin altında ipsiz bir uçurtma suçlarını yıldızlara armağan eden akvaryum mahkumları zamanın adı vicdansız gardiyan ne kadar da çıplağım bu mülksüz saatlerimde yorulmadan tırtıklıyorum rüyalarımı neyse ki çoğaltmış yazgı benim adıma birden kararıyor düşlerim hüzün bastırıyor gürül gürül kaçmıyorum ruhumdan daha ne kadar ıslanabilir ki geçmişim omzuma geleceğime gebe bir kadın konuyor sonra kulağıma anımsadığım küllerini fısıldıyor gecesini gündüzünü soyuyor koynumda elindeki neşteri ağır ağır bileyliyor teninde kesiyor yüreğimin siyahını usulca sızı büyüklüğünde irin uçuyor havaya boşalan yere dudağını koyuyor gülümseyerek parçalarımı birleştiriyor dokunarak avucuma bakir bir ayna tutuşturuyor avlumdaki fırtına çok daha evcil artık acılarım şakalaşıyor silikleşirken kendime tutsaklığım çözüyor bağını kadın iyice doğuruyor benliğime hücrem kayıp yeniden çok açım çok çok açım bu narin ve büyülü sevmelere çok açım bu ecel kuşlarının okşayarak öpüşlerine... Oktay Coşar |
Şevgi ve şiir ile-