ah!
ah,yaralı kalbim!
uzayan göğün çizgisinden nereye sığdırabilirsin ki aşkı yetmez artık gizemini saklamanın yolcu; gidebileceğin yerlerin özlemini kurmak artık özlemde kaldı sadece. ve hayat üstesinden gelemeyeceğin kadar acımasız bunu sana öğreten eylülün kırılgan bakışlarıdır aslında git sor ve terk et artık sana vadedilmiş sınırları haritanın. ah, onulmaz yaralar içinde kalbini sakladığın hürriyet aslında kendi içindedir hapislik insanoğlunun ne olursa olsun cesaretin kırıldığı lahza öpüşmeler bile yasaktır sokak aralarında; ve sen sevgili memleket kalbinden inci gibi dökülen gözyaşları için acısa da yokluğunu hissetme sevdaya bürünmüş bulutları unutma işte manasını sakladığım giz budur ah,çekilmez biliyorum; uzak hep uzaktadır zaten giden olmazsa yamacına,saklı duruyorsa bildik bazı nağmeler meyvasından bir tadımlık alınmıyorsa hasretlik zordur evvela sevmenin yarısı da hürriyeti bağrında bir ateş olarak görmektir yaşamak; istenilen şey arzu edilmeyen oysa bu zaman arzu edileni yapmaktır yaşamak ister eylülün solgun gözlerinde olsun,ister mavi göğün sınırsız çizgileri arkasında uzağa bakmaya uzak demek olsun 4 eylul 2007 |