DELİ SAÇMASIDüşümün orta yerinde bir savcı Bir iddianame hazırladı Acı reçeteden daha acı Karnım aç beynimde sancı Zonklamaya başladı Ağır ağır uyandım Bedenimde uyduruk ağrılar Maddi gerçek karanlıkta kalmış Adamın kafası satır aralarında Uydurmaya çalışıyor kitabına Tek bir düğme yeterli aydınlanmaya Oysa düğmeye basacak el Tembel mi tembel Hani topaldı ya adalet Ağır aksak yürürdü Şimdi kötürüm Hem kör Hem de kel Kanser olmuş dediler Adalet abla Bağıramıyormuş da artık Erik çalan çocuklara Erik ki can Kütür kütür hem de sulu Fırsat bu fırsat Duvar değil sanki kerpiçler Bildiğiniz suyolu Su dedim de yanıyorum Muslukta kireç Kötü bir klor kokusu Pet şişeler dönüşümsüz Düşmanı doğanın Oysa düşman olacak ne var Şu kısacık hayatta Farkımız Gözlerimizin rengi mi? Kıyamet mi kopar Tenimiz birbirine değdi mi? Hani diyorum tokalaşsak savcı bey Bırak kıracaksa hâkim kırsın kalemi Hangi bina ayakta kalır Sağlam değilse temeli Ah be temel Biliyorsun Dursun’un gözü var Fadime’de Fadime de ilgisiz değil hani Açılsan diyorum denize Aldırmasan hamsi mevsiminin geçtiğine Yani çekilsen aradan Ya da sür gemilerini karadan Tarih seni de yazsın Bir çiçek dik saksıya Görmesinler yüreğinin filizlendiğini Kim bilir Çiçek açtırır yaradan İddia çok ağır Menenjit geçirmiş savcı Duymaaaz! Sağır! Bir kez daha seslen en tiz sesinle Bağır, bağır, bağır! Bakarsın bir şirinlik yapar Bilirsiniz Şirin Ferhat’a Taşları oyma demişti… Ferhat’ın gözü kara Yüreğinde aşk Söz dinlememişti Sevgi seli ile doldu koca kanal Kamu malı zarar görmüştü Kalem yoktu şimdiki gibi Az bulunan divitler dışında Ferman şimdikilerden farksız Ve arsızdı yüzsüzler Savın bitti mi savcı bey Benim savunmam hazır Bak pirim göklerde geziyor Yıldızlar kadeh kaldırmış şerefine Yedi kat yerin dibinde oysa Zifiri karanlıkta hı(n)zır Kaldır bir elini Sağ ya da sol fark etmez Mum ışığı da olsa yok mu o kitapta Neden hepsi kara Mavi değil Ya da Adalet ablanın yeleği gibi pembe Beğenmedin değil mi savunmamı Bırak beni düşlerime Düş benim değil mi? İster yeşil görürüm İsterse pembe Bir bakarsın kanat çırparım Gökyüzünde leyleklerle Kadıya sormuş oğlu Baba ben nasıl geldim Leylekler getirdi oğul Annem neden hamile Kadı’nın yüzü kızarmış Seslenmiş Kamile! Kamile! Kamile Kadı’nın eşi Zoru çözmekse Kadının işi Yani mutfakta Yani pazarda Yani tarlada, yatak odasında Saat kaç Kaç satır geçti aradan Şimdi uyuma zamanı Hep uykuda değil miyiz zaten Tilkiler dışında Her satır çamur Her satır saçma Bırak doktor kor görürsün Bir de sen açma Açma yüreğimin derinliklerini Derin ilişkileri Diyeceksin hangisi derin Kör kuyudaki Yusuf’mu Kör kuyuya atanlar mı? Ya da Karadeniz’de On beş mürşiti boğanlar Ya da yeni doğanlar mı Yeni yetme derinler Yürekte alev varsa Derin değildir Derin serin olur Ser’se baş Serseri edilense vatandaş Bülbül Küçücük bir kuş Altın kafesi istemezmiş Ah vatan dermiş Ben kuş dili bilmem Bir tek anamdan öğrendiğim dildir konuştuğum İnsanı koyarım kıbleme Gönlüm açıktır cümle aleme Bir kelime daha etmem savcı bey Sazımda yok türkü söyleyecek Telgrafın teli de demode Kayıtlar yüklenmiş bilmem kaç cigabayt Hani özel hayat Hangi özel hayat Tut ki tutuklamaya sevkettin bedenimi Senin yüreğin tutuklanmış Mesain bitiyor bak Akşama az kalmış Yaz kızım dedi savcı Savunma deli saçması Suç ağır cezalık Kuvvetle muhtemeldir sanığın kaçması Tutuklayın gidiversin Saat kaç kardeşim dedi nöbetçi hâkim Tam da maç yayını başlamıştı Dosyayı okudum Kafam karıştı Bu ifadelerini tekrar mı ediyorsun? —Aaa! —Beee! —Uzat ma be! Yaz oğlum! Suçlunun şizofrenik… Dikkate alınarak Hastaneye sevkine… Yaşasın dedi şüpheli Dostlarımla görüşeceğim yine besbelli… |