Mimoza
İşte rüzgâr çıktı, çarpıyor kanatları siyah panjurların.
İki kol gibi açılıp kapanıyor gökyüzüne pencereler. Gökyüzünün derinliklerinde usulca kaybolan göçmen kuşların hikâyesi gibi; Yer değiştiriyor yapbozlardaki hikâyeler. Deniz ölgün, kumsal sakin… Sesleri cam şişelere hapsedilmiş umutsuz mektuplarının. Şimdi fırtına çıkacak… Şimdi vuslat artacak… Gökyüzü yırtılacak, sağanaklarda seni anacağım. Sen yağacaksın anılarınla boş sokaklara… İzlerin silinmeyecek, her yerde sen olacaksın… Her yerde elleri mimozaların, güneş gibi gülümseyeceksin gri güne. İzlerin seni bana taşıyacak bir uçurtma gibi alaycı havalanıp ipleri kopacak hayalinin. Yağmur damlası yollarda… ... ... Bir adam sırtı dönük bensizliğe yol alıyor. Gök yırtılıyor, sensizliği doğuruyor gri gün. Ama sen kokuyorsun… alıngan, sarı. Sen doğuyorsun her vuslat sonrası. |
özlem yüklü başarılı şiir çalışmanızı beğeniyle okudum.tebrik ediyorum..