gözlerin boyun eğer girdaplara
işte şimdi karanlığa karıştım,
denizde gezinen bir balığın çıkışı bulamayışı gibi eski bir batığın personeli oldum çıktım. dümeni kayalara kilitlenmiş, üzeri mavi kumlarla örtülü düşleri kızıl denizi yaran Musa olmuş hayali bir arkeoloğun onu çekip çıkarmasında, deniz onu kum gibi yutmuş! deniz onun farkında, üzerine basarak koşsam, yunus balıkları ardımda, bu hastaneden kurtulsam düşüncelerim kurtulsa zincirler beynimde,kalın bir tok boynumda ben gösteririm aslında, fakat vuruldum ceylan iken en masum yıllarımda! belki sihirli hiç bir şey yok belki tek bir arkadaşım dahi yok, orada. Eskiden ne acayipti çok mutluydum çocuklar vurulmadan önce daracık sokaklar vardı penceremde çıkıp oynardım çıkıp oynardım ben yine yalnızdım fakat kimse eliyle göstermezdi beni başıyla sallamazdı o kanatan kahpe izlenimi! ben yine yalnızım... uçurtmalar uçardı göğün ezgisinde bazen nasılda heyecanlanırdım oda bir balıktı neticede misinalar bağrını deşende bir damla kanı yere dökmemekti heriflerin derdi. uçurtmanın da bir gururu vardı, bu gururu yakalamaktı, gurur ok yaydan çıkmıştı gururu uğruna aşk,aşkın uğruna gurur havada kalmıştı, hemen sokakta bir bomba patladı tüm çocuklar birer tabut bulup ağladı biliyorduk aradaki ayrımı yaşamaktı kelebeğin tek gayesi yaşadığı kadar yaşamak sadece... |