Ben Bir Gün Tünemişken
Tünemişim ben korkak bir palyaçoyken
Yine tünemişim dul kalmış bir dalın üstünde Dumanlar içinde kendini arayan bir ürkek bir gölgeymişim Beni silkelemiş de rüyanın biri, öyle düşmüşüm kaskatı gerçeklerimin üstüne Neysi ki buldum samanlıkta aradığım iğneyi Kırılmış diğer dallarımı dikmek için ruh ağacıma Yine komiklik yaparken sinirli ormanın içinde Neyse ki aldırdım sonradan komikliğimi Yüzümdeki boyalar yağmur sularıyla birlikte kayboldu Kırmızı burnumu satılığa çıkardım, o da burunsuz birine kısmet oldu Kocaman ayakkabılarımı dört kişi birden giyiyor şimdi Neyse ki aldırdım sonradan sırıtık suratımı İçimde birikmiş tebessümlerle birlikte anılar denizine gömüldüler Neden gülmüyorsun diyorlar bana Sanki birkaç gülücük borçluymuşum gibi onlara Sanki ben gülünce mutsuzlukları eksilecekmiş gibi Sanki dandini dandini dastana da Danalar daha erken girecek bostana Şimdilerdeyse sonradan akıllanmış bir akbabayla aynı yerde tünüyorum o didikliyor ben yiyorum o yiyor ben didikliyorum didik didik didikliyorum didik didik didik leşleri leş gibi bunlar sonradan sevme bunlar hiç gerçek görmemiş bunlar leş kokularını parfümleriyle kapatanlar bunlar gülemiyorum da artık nasıl söyleyeyim yer yarılmış da içine ağlamışım gibi sanki sankiler hep sırtımda dayanılmaz bir kaşıntıymış gibi sanki sanki inan ki an ki ki ki bitti dediğin nokta canlanır birden yeniden ki bir ki kadar bile bağlanamadım hiçbir sözcüğe... Oktay Coşar |