Hey Gidi Stanbul
Kehribar taneli sütlü mısırın okkası yirmi para
Uzun maşalarla seçilirdi fıkır fıkır kaynayan kazandan Kerli ferli hanımlar gövdeye atıverirlerdi Karakulak suyu şimdi nerede Ayaklarına su dolu kovalar bağlayıp Zıp zıp zıplayan ip cambazları Komik Şevki, Küçük İsmail, tuluatçı Şeyh Hakkı’lar hani Çömlekçi Polizon’un önünde Cuma ve Pazar günleri Göksu’da Andon’un lokantasında Hisar’da Dört kardeşler meyhanesinde Kayık severim diyenlere Kayıkdüzü’nün ekstrasını dayarlardı Mesire yerinin en güzel yeri eğri çınarın altı Kumkapı duduları yeldirmeli çarşaflı Beyler lacivert alpaka ceketli Belde para cüzdanlı kemer Güneş gözlüklerinin mavi olduğu zamanlar Bin dokuz yüz onlar on beşler Hey gidi Göksu Hey gidi Stanbul hey Sen nelere kadirsin |