Rüya/Riya Bozumu“Atıl bir zevk, bir heves olur bazen aşkın nefesi Bozdurursun beş para etmez… Pay edersin bedelini yıldızlarına, sokaklarına,gecesine yalnızlığının İstanbuli bir vapurun düdüğüne rastgelir çığlığın İstasyonlardan boş geçer trenler Siren seslerinde öldürülür aşk….” Rüya bozumu zamanı geldiğinde Hazır ola geç dedi Azrail! Oysa ki dizilmiştik sıraya Sıra bendeydi biliyordum.. Umursamıyordum Sesi o kadar hoyrat Ben o kadar tövbekar! Hoyrat olur Azrail Ne riya kâr eder sözcük/sel imgelere Ne de manidar akar kirpiklerden hülya Temize çekemezsin kendini Şeytana sevdalanmışsan aldanmışsan bir değil bin kere! Ve hala akıllanmamışsan! Oysa sen de ne çok sevmiştin herkes gibi… Ne çok şey beklemiştin yıldızlardan… Rüyaydı aşk riya yoktu lügatında.. Atlar dörtnala Topal sandalyelerin yoktu o zamanlarda… Umuda bağlanmıştın belki aşk diye! aşkın kansal ritminde akarken kırmızı/n Bin bir kahramanlı gece masallarının sesinden yansıtmıştın hayal/et/tik/lerini bekçi düdüklerinden haykırılmıştı dünyaya sevdan…. Unutmamış, unutamamıştın… Boş vermişliğe sığınmıştın sonra… Azrail boş vermemişti oysa… Uzatmışsın bileklerini Ayaklarında prangalar Beyninin izdüşümünde soruların biri bin pare atışında haber veriyor yenilmişliğini… Zafer naraları atıyor cehalet-i cürüm Mücrimin yenilmişliğine saklıyor kendini cahil c/esaret hiç olmamış sevdasında çürü/tü/yor ihaneti İnayetten eser yok! Hayatsal yokluğunu sadece senin yenilmişliğinde ispatlarken gerçek sandıkları oyun! üstü sizde kalsın diyecek Tanrı Utancın ! ve hatta tamamı… yüzünden gülümseyecek hakikat/in/sel çığlığı savuracaksın oyunbozanların bora/…zanlarını |
Saygılar yazan yüreğe...