Aşk-ı Vuslat
/Yüreğim kopar
Yokluğuna düğüm attığım yerden Hangi günahın diyetidir yâr bu ödenen/ Efkârlardayım... Acım çığlıklarımın gölgesinde Seni susar Matemim dökülür dilimden Keser sözlerimi derinden Kör bir bıçak Devrilir sensizliğim sessizliğime Susmaktan küflenir söz Paslanır dudak Hangi söz anlatır Lâl kesmişliğimi Bir veda düşerken canhıraş ömrümden... Gece gözlerini giydirir umutlara Müebbet bir hüzün Ağrıyan yanıyla büyür bakışlarımda Gözbebeklerimde kırılır Züleyhalı düşler Dökülür avuçlarıma Seni andığım her an Yusufi kuyulardayım... Nefesim güz kokar Kördüğüm olduğun soluklarımda Süzülür içime Ruhu aşk kokan Simsiyah dokunuşlar Yaprakları dökülür mevsimlerimin Kandillerim söner Hazanlardayım... Adın üşür parmak uçlarımda Bir ah bırakırım Ayrılığın koynundan Yokluğunun düştüğü yere Kalemim kırılır Kurşun kadar ağırlaşır sensiz cümleler Hüznümün satır aralarında yürürüm Yalın ayak Yolcusuz yollardayım ... Hangi ağacın dileğisin bilemedim O dala bağlasam çapudumu Küsmedim ben aşka Hâlâ beklemekteyim Umudum var Gelmelerini çalsam gitmelerinden Ah bir dönsen Son kez dokunsa nefesin nefesime Fırat olup dökülsen çorak topraklarıma Yansa tenimizde aşkı-vuslat Nasiplense bedenim sevdalı ikliminden Leyla olmuş Mecnununa varmak için yüreğim Ben sensiz çöllerdeyim... 16.03.2011 Arzu Karadoğan |
Bir aşk ki masallara konu olmamış
İki yürekki kavrulan ama kavuşamayan
Sabır taşı dile gelmek ister mavi semada
Lakin gökyüzü izin vermez gözyaşını akıtmaktan
......................Tenhadan birinden