HÜZÜN NÖBETİNDEDİR BU KENTTE GECE
Durmadan mülteci hüzünler iner bu kente
Faili meçhul cinayetler, Sokaklara taşan cinnetler, Saklanır hisarlarında. Esrik düşler savrulur Bir sevmişin gönül penceresinden . Yıldızlar infaz edilir topluca. Katran sürülür göğe Kuşuna dizilmiştir bu kentin çiçekleri Haykırmasın diye mahzeninde Susturduğu gerçekleri… Haddini bilmez duvarlar yükselir ufuklarında Yarasalar kanat çırpar göğünde. Susar bu kentin mecnunları, Demirlenir avuçlarıma kaçak gemiler. Anılar yeşermez anlardan, Zira bir avuç küldür elde kalan. Ne Züleyha’nın kaderidir istenen Ne Aslı gibi yârin küllerinden tutuşmaktır yeniden Kaf dağı kaybetmiştir heybetini. Masallar kahramansız kalır, Bir sevdalının kendine ihanetinde. Yaşamak nefes almaktan ibaret değil elbet, İnançların ilmeği kaçar birden Bir isyan sökün eder derinden derine Bu ıssızlıkta kehanet midir beklenen şimdi Mucize düşer mi acep payımıza Ödemedik mi delice sevmelerin Kılavuzluğunda çalıp da kaçtığımız gönüllerin Tanımsız ,rakamsız diyetini Kimseler bilmez bu demde Azrail’in niyetini. Bir soğuk ürpertidir zaman Demir damlalar birikir alnımızda. Terk eder yatağını nehirler Ağlarsın… Islanır da denizlerin Ruhu bile duymaz Bu kenti böylesine harap edip Seni de içine gömüp de gidenlerin. Velhasıl bir aşk artığıdır bu kentin geceleri. Kaldır alnını yerden Kurtar bir düş yangınına kurban edeceğin Aşk sızısı kelimeleri… Kurtar bir gönül yangınından bu kenti. Say ki acemi bir günahın kefaretidir Kaleminden dökülen her hece, Ve say ki Hüzün nöbetindedir bu kente gece…. |
Tebrikler