BÜYÜKLERE MASAL
Günlerden aşk, mevsimlerden griydi.
Mağrur bakışlı bir adam Sevmediğim beresi başında Kedi görünce kızaran yanakları Bakar kendine aynada. Günlerden aşk, mevsimlerden maviydi. Mağrur bakışlının kucağında bir küp altın Ne yapacağı bilinmez Dolanırdı ora bura Sonun da olan oldu. Küp düştü işte kuyuya. Adamımızı almış bir telaş Mağrur gözlerde yaş Gitti bir küp altın diye Ağıt yakmış o güzel sesiyle. Orman perisi sesini duymuş İşte yine olan olmuş Kaldırıp sihirli değneğini Vurmuş da vurmuş. Adamın gözleri kamaşmış, Periden başkasını görmez olmuş Yatadursun çil altınlar kuyu dibinde Şaşkın adam ormandan dönmez olmuş. Günlerden aşk, mevsimlerden kırmızıydı. Güneş öyle kırmızıymış ki hem de Işıkları akmış kuyunun dibine Altınların parıltısı Vurmuş mağrur bakışlı, güzel sesli adamın yüzüne Perinin büyüsü silinivermiş kara gözlerinde Hatırlamış şaşkın adam altınları Vurmuş dizine “vah vah” diye Uzunca bir ip bağlamış beline Ucu da koca bir meşe de Ya Allah deyip Atıvermiş kendini cumburlop derine Altınlar kuzu kuzu beklermiş onu Çıkarken kuyudan kucağında bir küp altınla mağrur bakışlı, güzel sesli, kara gözlü, şaşkın adam Günlerden aşk, mevsimlerden aşkmış. Bu masalda burada bitmezmiş. 10.06.2011 |