’bastığın yerler’ sanırsın ki toprak değil çocuk değil! bedelini ödemeli ertelediklerinin şehir değil, şiir değil, kaldırım değil doğru bildiklerin intikamlara çoğalma sloganlarda
bağırma ! bağırma çocuk ! duymazlar işine gelmeyenleri bu dünyada
burjuvalar, yeni yetme özenti gençler başında kavak yelleri esen erdemsizler ne anlar ki kalbindeki yumrudan koy ver gitsin çığlığını! koy ver türkünü ıslıklara!
’delikanlı nüshalarını adam akıllı kirletecekler’ deme! deme öyle! kahrından ölecek sevgisizler kimse kimseyi sevmiyor işte hamiline ulaşmayacak bu gel gitler
heybesine kalp hastalıkları poşusuna salgınlar dolduracak onlar yayacaklar çoluk çocuk demeden acımayacaklar! seni mi hırpalayacaklar sanıyorsun bir tek? sessizliğin canına okuyacaklar!
çünkü onlar çoklar çünkü onlar tek atımlık ordular yıkar mı bilmem azınlığı ardında bıraktıkları adımlar ve gaddarca atılan kurşunlar sen hedef olma çocuk, saçma savaşlarda kim vurduya gitme işte, diyorum sana! ama dünyada barış diye bir şey var! UNUTMA !
ben gördüm / ben duydum sen görme, duyma onları aç gözünü çocuk ama aç gözlü olma doyur tok gezinen dünyanın, aç gözlü yetimini
bir yol en fazla nereye uzar yokuş aşağı kıvrılırken nerede biter patikalar ormanı hiçe sayıp sorma işte! sen yola takılma, yürümeye koyul gün gelip nasılsa kova-laya-caklar bekleyişini
öyle bir gün gelecek ki sen bile şaşacaksın öyle bir gün gelmesin diye dua et çocuk ellerini kaldır yaradana yaradan hallice kabuklarını kanatma
nefesini üfle bir ’ahh’ çekiminde ama nefesini tut bazen sabır gereken yerde nefsini koru, nefsini salma doğru sandığın ikilemlere iklimlerin de kafası karışıktır, mevsimlerin bile!
günah insanın en hakiki düşmanıdır sen sevapları dost edin ruhuna cennete koş, cehennem için yorulma
ahh çocuk dinle sözlerimi kulak ver n’olur! ben bu hayatta bütün tozları yuttum diyorum ki sana gözlerin çok acır gördüklerine bir de sen çölleri yutma çocuk
dünya deviniyor kendi çukurunda pusulan kalbinde düşme çocuk düşme pusulara
uyma sen yaz yağmurlarına, ıslan ama ıskalama tenine uyumlu toprak kokusunu çek içine çocuk! çek içine baharın bereketini
ve elinden geliyorsa büyüme! büyüyünce ne olcak sanki? de hadi... dudağını sarkıtma öyle bildiğin varsa söyle
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
KAİDEYİ BOZMAYAN NASİHATLER şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KAİDEYİ BOZMAYAN NASİHATLER şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Çocuksu düşlerin mavideki türküsü Fulya-i figan olmuş inci idi dokusu Hüzünü bulutlara asmış ağlıyor gökyüzü Can olana can bak sahtelerde cok gönül tortusu
Biz sadece siyahı ve türküyü sevdik kuş kanadında bir de havad dokunamadı ellerimize yumuşacık bir ten
...
o çocuklar hep ağladı hep çığlıklarla yıkandı gözleri
anlatmalı onlara işte böyle yaşadıkları dünyanın gerçeğini ama kin duymadan, öfkeye boğulmadan öğrenmeliler ne yapabileceklerini dünyayı vermeliyiz ellerine boyasınlar diye istedikleri gibi...
...
NEFİSTİ güzelim, duyarlı yüreğinden öptüm çok çokk....
Nebiha Muradî tarafından 6/11/2011 11:15:35 PM zamanında düzenlenmiştir.
öyle ya siyahı da seviyorum sen gibi sadece şiir değil yazdıkların kendimi dinlemek kendime konuşmak gibi bişey benim için... yine tıkandım kaldım işte daha kaç kez gelir giderim ne diyeceğini bilmeyen küçük bir kız gibi kaçar yine gelirim güzel yüreğine teşekkür ediyorum şairem
Yaşayanların tecrübesine kimse kulak asmıyor canım.İllaki yaşayıp görecekler ondan sonra hak verecekler.Oysa söylenenler sendeki izlerin ve onu esirgemenin ürünüdür.Ne ukelalık nede çok bilmişlik. Çok güzeldi.Kutlarım.