1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1239
Okunma
son tren mi ölüm dediğin
hani o meçhul tünelin
bilinmez karanlıklarında yitip giden
hani ardında aydınlık dünyaların
garip yangısı
ayaklarımız altında kayıp giden
kıldan köprüler
didinen onca cambaz
sırtımızdan atılamayan
yürekler dolusu ağır safralar
yani canın olgunlaşması
ahirin işkence dolu
karanlık çilehanelerinde
hepimiz öleceğiz işte
kene gibi yapışkan o biteviye korkular
kaynayan katran kazanları
acının ve hüznün
yüreklere sığmayan
o canhıraş çığlıkları
her ne kadar usumuza düşmüyorsa da
hepimiz öleceğiz işte
yolu sarp, taşı bıçak gibi keskin
kumu güneş alevi
soluksuz, kuru ve ürkünç
ne hesaplar derilecek kim bilir
yani öyle bir şey işte
ama korkum yok her türlü ölümden
ne karanlıklar, ne tüneller
ne katran kazanları umrumda
yeterince yanmadık mı
bu dünyanın ateşli zindanlarında
çilelerin en hasını
boncuk boncuk dizmedik mi
ucu yanık dizelere
yaşam denen o hain cellatın
insafına sığınıp, baş eğmedik mi
ayrılıklara, özlemlere, zulümlere
yani hiçbir şey umrumda değil
korkum yok yani ölümden
ama yüreğim çarpmayacak yine
bir daha öpemeyeceğim
o bal tatlısı dudaklarından
yanaklarına allar basmayacak
ıssız gecelerin en sevdalı dokunuşlarında
tenim ürperip de kanmayacak sana
yasemin kokulu akşamların kollarında
uyuyamayacağım en deliksiz uykularımı
gün doğmayacak yeniden
yokluğunda sancımayacak yüreğim
ve bir avuç toprağın karanlıklarında
sana doymadan gideceğim
yani hiçbir şey umrumda değil
korkum yok yani ölümden
(zekeriya çavuşoğlu)
5.0
100% (1)