DAĞLARA SİS ÇÖKTÜDağlara sis çöktü. Biliyorum, o sisin altında İnce bir beyazlık var. Ve çok değil bir hafta, On gün sonra açtığımda kapımı Bembeyaz bir ölüm yalayacak ayaklarımı. Kış; yalnızların mevsimi değil derdin ya hani, Olduğun yer gül-i gülistan mı ? Bir gönül sustumu diğerine kar yağarmış Seninki yaz bahar mı ? Arada bir Lütfi geliyor. Geçen mektubunu getirdi. Geçen dediysem, epey oldu. Artık günleri saymıyorum. Saydıkça kışa daha çok yaklaşıyorum. Epeydir Lütfi’de gelmiyor. Havalar iyice soğudu. Kışın insan bir başka üşüyor sanki. Geçen şömineyi yaktım. Nasıl oldu bilmiyorum, Sanki arkamdaydın . Nefes alışlarını duyuyordum. İçimden bir şeyler koptu. Korktum arkama dönmekten Dönsem; kaybolacaktın. Biliyordum. Yemek yaptım sonra Bir baktım masada iki tabak. "Oysa İrfan masa da yemez ki." İrfan; Sarmanın oğlu Ona "İrfan" adını taktım. İrfan diye seslenince Ev, doluyor. KIŞ YALNIZLARIN MEVSİMİ DEĞİLMİŞ SONRA ÇAY YAPTIM BİR BAKTIM SEHPADA İKİ BARDAK OYSA İRFAN.... DAĞLARA SİS ÇÖKTÜ İRFAN DAĞLARA SİS ÇÖKTÜ |
içini acıtıyor insanın.
çok etkiledi beni şiiriniz...yüreğinize sağlık...