Kalamam.ne mahşeri kalabalıklara takılır gözlerim ne de reklam panolarının o sahte dünyalarına. mümkünüm yok kalamam. gitmeliyim ansızın hemde. çayı karıştırırken, sigarama kibrit ararken, daha sabah haber bültenlerini ciğerlerime çekmeden gitmeliyim. sebepsiz, nedensiz saysınlar. bilmesinler... kalamam, yeriniz yurdunuz ataş olmuş. mümkünüm yok kalamam türkünüz feryad-ı figan olmuş ah..! bilmiyorsunuz, yaşamak bıçak sırtı yaşamak ağır vebal itin köpeğin ağzına atılır olmuş. tortusu çökmüş ömrüme buraların kalamam. kalamam! Bensiz yazılsın köpekleşmenin tarihi Varsın şahitliğim olmayıversin Bu şehir, bu zaman, bu mekan Kaldırabiliyorsa dayanabiliyorsa kahpeliğe Varsın bensiz de dayansın. gitmeliyim. kalamam. yaralarımın yeri hâlâ kanıyor çarem yok.Sebebim yok. kalamam. nedensiz mi sanırsın, bunca gurbet türküsünü ezbere bilişim. gece bitmeden gitmeliyim. atımın teri kurumadan daha durmadan yağmurlar sel basar yoksa buraları yüreğimi söküp ortaya koymalıyım yoksa çığlık çığlığa bağırmalıyım yoksa kendimi yakmalıyım yoksa bitti kalmadı anlatacak bir şey korkulu rüyalarımdan başka duymamalısın çocuk gözbebeklerin ansızın büyür elini ateşte bulursun bu sırtımdaki bıçak sana ait değil elini yakar "bir ihtimal daha var" o/nu bulmalıyım silinmeden izler gitmeliyim yeni acılarım var beni saracak. kalamam. siz durun az sonra mutluluk buraya uğrayacak. |