Utançbir gün seni bir ata bindireceğim cüce atların en küçüğüne / zira sen küçük bir çocuksun henüz dudaklarında iki çiy damlası en korkuncu düşlerimin beni en çok utandıranı dün seni gördüm avuçlarımda iki mandalina dilimi parmakların günbatımı solgun ve ölü bir yüz koynuma seni sakladım teninde muson yağmurları üç beş köpük bir o kadar yosun bağışla çocuk koyacak yer yoktu ziyan olmadı dudaklarım mevsimlerden güz şimdi; mor saçlı bulutun peşinden koşuyorsun mağaradaki yitik çığlıklara belki sesimi arıyorsun getirdiğin iki inci avuçlarında eğilerek eflâtun giysilerle olacak ölümümüz gecede üveyik sesleri var bırak ellerimi gideyim / zira sen küçük bir çocuksun henüz |