K a r a m b o len çok kızıl ötesi günâhları çağırırdı boşluk ve dolmayan bir kuyunun dibine doğru uzardı kısa boyu ayakları yere basmayan gürültüler hortlardı karanlığında vakit yolsuzluğu soluyordu ıssızlığın soğuk duvarlarını taramıştır artık aşk_ı derya rıhtımını dolduran dalgalara önlük giydirip iki yanını da örmüştür örümcek ağlarıyla hayat topuk seslerine karışır sâfi haykırışların akordunu bozarak uzar iki g/öz arasındaki hayâli yolculuğuna kimliksiz iskeletlere peşkeş çekilen ecelin nefesi sarar önüne geleni pembeden maviye her hüviyeti nüfusuna bağışlar ölümün rengini giyerken ay ışığı düşer toprağın göbeği tenhalığın çizgilerinde uyanır silüet deforme olmuş bir bedene yataklık ettiğinden habersizdir ağızsız dudaklardan sökülüp ebedîyetin koridorlarında emeklilik büyütür evet ! 31/05/2011 |
günahlar çağırır
ıssızlık büyür
çıtı çımaz yarınların
dünler sorgularken bugünü
Sevgimle
şiire ve şaire