İyi ki varmışım
Uzun yoldan geldi
Uzun uzun konuştuk Güzelce’mle Yollar yaramış Güzeldi giderken Daha güzel dönmüş Nasıl özlemişim… Çay kahve içip üzerine Birazda fal muhabbeti Derken bitiverdi akşam Hiç istemeden Onu evine bıraktım Ben düştüm bu sefer Kendi evimin yoluna Yolda bir de telefon sohbeti Benden mes’ud âdem arasan Bulunmaz yeryüzünde Zor bitirdik muhabbeti Şükür bitmedi tabii Ama gece bitti Yarın mesai Önce ekmek kavgası Muhabbet gelir zaten Peşi sıra, çok şükür Ayrılmadan bana Baktı, güldü; -“İyi ki varsın” dedi! Ben… İyi ki varmışım! Varlığımı bile Unutmuştum oysa… Şaşa kaldım Hem hoşuma gitti Hem de pek bir utandım Bende laf bitmez oysa Onca seminer, dinleti Radyo, tivi programı Bir sürü röportaj Ama gel gör ki beni Halime gülersin Ne diyeyim? Bilemedim. -“Âmin” demişim Bastı kahkahayı -“Allah razı olsun” dedim Bu sefer o şaşırdı -“Ne diyorsun” dedi? Bir bilsem… Neler demek istiyorum oysa… Neyse hayâl meyâl Vardım eve Üstümü bile değişmeden Oturdum masama Başladım yazmaya Canım bir kahve istedi Hazırladım hemen Bol köpüklü Rejimdeyim ama Şekerli çekti canım İki kaşık attım Koca fincana Kuruldum Bir yudum aldım Tadı fazla tuhaf! Meğer tuz atmışım içine Önce yüzümü buruşturdum Sonra güzelce’min Güzel yüzü gelince aklıma Öylece koltukta kalakaldım Kendime geldiğimde Bitmişti fincandaki garabet mey! Midem bir tuhaf mı oldu? Yoksa bu güzel havalar mı çarptı beni de? Tıpkı rahmetli Orhan Veli gibi… |
Ne çok samimiydi. Hayatın içi, yürek yaşanmışlık kokuyordu şiir...
Saygımla...