Firak
Oysa çoğalıyor akşam…
Uykuya hazırlanıyor hayat Yıldızlar bile idareli kullanıyor nefesi Çoktan gitti gün taşıyan filikalar Üstümüzde gecenin yelkenlisi… Ey avare bulut nerededir gün ışığı Ne zaman sabah olacak Ne zaman yağacak yağmur? Söyle doğsun güneş ve hiç batmasın Isınsın yaralı kuş Güneş onu hep sıcacık tut Tut ki; yeniden doğsun umut… Şimdi gülümse kendine İçine dön ve aşka çevir yönünü Kalbinin tenha sokaklarında Hüzzam bir şarkıyla yürü… Orada masum bakışıyla ürkek bir ceylan Sığınacak bir dağ arasın kendine Şefkatli bir meltemin sesini duy Pırıl pırıl yansın aynanda hayat Gülsün hayat gülsün yüzün Ve sen canına can kat... Gülden yasemenden Gecenin ahenginden Kuş sevinçlerinden dilekler tut Dudaklarında taç olsun gülücükler Saçlarını ılık rüzgarlarda uyut… Bir fısıltı gibi kalbine düşsün o ecza Ruhun ürpersin ve titresin canım Yana yana… Kocaman bir çınar ağacının altında üşüyorum Bana hırkanı ver Ey bu ıssız gecelerde içine düştüğüm rüyalarım Kimseler görmüyor seni ne kadar sevdiğimi Beni ne kadar sevdiğini kimseler bilmiyor… Sen benim yağmurum Bitmeyen tufanımsın Ey bu tenha gecelerde kalbime düşen ay Öpüyorum resmini Sen seni öptüm say… Sıyrılsan zamanın korkularından Aynam deyip göğe sarılsan Bir resim çeksen an’a ait gülümseyen Baş ucunda ölene dek saklasan… Ama ne yapsam çoğalır akşam Bütün yollar içine çıkar Tükenir kalem tükenir kan Can tükenir... Ah ne yapsam tükenir akşam… Desem ki; Ben bile unuttum sesimin bütün renklerini Ne bir lale ne bir kızıl erguvan Gözlerimi attım bir göle Bakışlarımı ateşe tuttum… Ama ne yapsam çoğalır akşam... Şimdi kahpe bir uğultu Şimdi sessiz bir firak Sen şimdi varlığını Geceye rehin bırak... |