zemzemini yarım bir bakışla almaya imkan var mı ki yâriki kat zülfüne el atmaya imkan var mıdır sevgili senin ahdine de fecr vakti yola çıkan seher yeline de dayanmaz yüreğim aşkın eteğinde yüzlerce âşık kanıyla elde edildi gece gündüz tanrı kullarıyla savaşmaktan mitap düşen ruhum can libâsı nedir ki yolunda yırtılmasın yâr harabat bucakta felek türkü çağırmakta zaman hilâli kadehin dönmesine niyetlendi mihraba benzeyen kaşının büklümü ciğer kanıyla temizlemek mümkün mü? gönlüm sabır orucuna durdu riyâ hokkasını açıp hokkabaz felekle oyuna girişti âşık gel! sazını şark perdesine düz de vuslat halvetine gir ey gönül! nasıl lale gibi kanla dolarsın tengri için söyle ey dost bu oyunda şah/mat oldum çıktım o sevgili ki yay kaşlı ok gözlü bendeniz’i bir sem’e çevirip bir yakıp yandırdı ki Marmara bile halime gözyaşı incilerini dökmekte sümbul-i bulutlar bile feryada geldi ey şehr-i İstanbul! bir çaren varsa tam vakti lûtfet! zaman iştiyâk derdinden canıma kasdetmekte üzüm kızılı akşam vuslata erişirken Kız kulesi müjde ver! yüreğim sazın perdelerine dokundu vuslat gülümün goncası yüzümü tokat atan lodos’a açıldı bülbül de okka gül-ü râna’nın açılmasından şakırdadı harabat pirimin aciz kuluyum zemzemini yarım bir bakışla almaya imkan var mı ki yâr herkes nakdi ayarını vuracak zamana ramak kala yüreğim alnına düşen zenci kölelerine ne güzel sarıldı bayrama benzeyen cemâlin vefalıktla dolup taştı varlık sayfasında ism-i nâzımın varsa ne şükreder ne de şikayet eder bu gönül gam tozu âşık’ın derdine derman olmakta Moda koyuna doğru ilerleyen göz pınarımdan akan tuzlu suyu görmez mi ki amber saçlı cancağızım gözümden akan lâl kızılı gözyaşım ağlama duvarını sırılsıklam eyledi Yusuf kokulu mintanı duydum kıskanç kardeşler yırtmaya geliyor adımları Kenan’ı sarsıyor yüreğim sana dua etmeye saf tuttu Süleyman’ın hüthüdü seba gülşeninde gül-ü râna getirdi küçük gagasında murat ayında gök bile emanet yükü çekemez oldu sözün saçı kalemle taranmaya başladığında canım, dudağına feda eyledi ruzigâr can gülüşünü dimağımıza bir adım yakınlaştırır diye aşk tasımı meydana mesken bildi ruhum gönlüm zülfündeki büklümlere gitti gideli dönmemekte keman kaşlarına karşı ne oyun ne şuhluklar yaptım felek kulağına burkmuş bir kere sevgilinin bendeniz’e kulak vermeme niyetinde gönlümü hor görme cancağızım rahmet yüklü bulutların feyzi tuzlu suyum aden incisi gülbeşeker gönüllü yâr’im şems yine taşı lâl-i yakuta çevirmeye koyuldu göz ucuyla öldürdüğün biçâre âşık yolunu gözlüyor zülfünün kıvrımı yolumu kesmekteyken ne bir adım geriye ne bir adım ileriye atamıyorum ayağımı cancağızım gordion 30/05/2011 |
zülfündeki büklümlere gitti gideli dönmemekte
keman kaşlarına karşı
ne oyun
ne şuhluklar yaptım
felek kulağına burkmuş bir kere sevgilinin
bendeniz’e kulak vermeme niyetinde
gönlümü hor görme cancağızım
rahmet yüklü bulutların feyzi
tuzlu suyum aden incisi gülbeşeker gönüllü yâr’im
hocam nefesimi tutarak bir diğer dize ve diğerinde ne geleç diye ardı ardınna heyacanla okumaya çalıştım nefisti çok teşekürler bu güzel şiir için tebrikler sayğılar.