)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-184-)(-)(-)(
………………………………………………………………………………………………………………………………..
Gözlerim Şu fani alemde seyran eyledim Ağlasana ne durursun gözlerim Zalim gurbet eli mesken eyledim Ağlasana ne durursun gözlerim Her zaman acıdır gurbette aşım Feleğin elinden ağrıyor başım İstemem sağlığı bitiktir işim Ağlasana ne durursun gözlerim Gezdim bu diyarı bulmadım fayda Kimisi gurbette kimisi köyde Ayrılık verilmiş bize ne fayda Ağlasana ne durursun gözlerim Bağım dumanlıdır ötüşmez kuşlar Aksine gidiyor tuttuğum işler Feleğin sitesi bağrımı haşlar Ağlasana ne durursun gözlerim Viran olmuş bizim baba yurdumuz Günden güne artar bitmez derdimiz Sefili’dir mutlu değil ferdimiz Ağlasana ne durursun gözlerim ……………………………………. Hodlu Sefili-2-( Mehmet Asan) ………………………………………………………….. 1940 yılında Artvin’in Yukarı Hod (şimdiki adı Yukarı Maden) köyünde doğdu. Asıl adı Mehmet Asan’dır. İlkokulu köyünde okudu. Şiire ve aşıklık geleneğine ilgisi küçük yaşlarda başladı. Köyünün aşıklarından Şamili, Mahcubi dışında Narmanlı Sümmani gibi birçok başka aşığın şiirlerini öğrenerek kendini geliştirdi. Köylerine gelip giden aşıklar aracılığıyla bilgisini pekiştirdi. Ayrıca yörede anlatılan birçok halk hikayesini öğrendi. Yaşamındaki sıkıntılardan yola çıkarak Sefili mahlasını kendine uygun gördü. Son yıllara dek şiirlerini gizli tuttu. Birçok defter doldurmuş olmasına karşın kimseye göstermedi ve çoğu tanıdığı bile Sefili’nin şiir yazdığından haberdar olmadı. Ayrıca Aşık Efkari’yle deyişmelerde bulunan, 1920’lerin başında yaşlı bir nine olarak anımsanan ve asıl adı Safiye olan bir Sefili, Yusufeli’nin Okar (şimdiki adı Havuzlu) köyünden, asıl adı Mevlüt Gökalp olan Sefili ve asıl adı Habil olan Şavşat’ın Tibet (şimdiki adı Cevizli) köyünde doğan bir Sefili daha bulunmaktadır. KAYNAK:© BeKa Sitesi ________________________________________ )(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-184-)(-)(-)( Gezdin Dünya denen bu koca hanı Söylesene, ne ararsın gözlerim Kimler geldi geçti kalanlar hani Ağlasana ne kurursun gözlerim Kul kula kul olmuş hakkı unutmuş Baş olan gelipte halkın uyutmuş Yolsuzluk,rüşvetle yükünü tutmuş Çağlasana ne görürsün gözlerim Bir görüşte döndürdü bak şaşkına Doyum olmaz bu güzelin meşkine Bir ahu gözlünün yanıp aşkına Dağlasana ne sorarsın gözlerim Sevdiğimle felek açtı arayı Göz göz oldu saranıp yok yarayı Kaderin elinden deyip karayı Bağlasana ne durursun gözlerim Terk eyledim yenemedim hışmımı Ruhum bile terk ediyor cismimi Yaş düşmeyen kuruyan şu çeşmimi Yağlasana ne erirsin gözlerim Özledim diyorsun gözde sürmeyi Bırak deli gönül hayal kurmayı Hani sevdiğini tekrar görmeyi Sağlasana ne yorarsın gözlerim Lüzumsuz seninle dağları aşsak Sevdadan kavrulup bendinden taşsak Elleri elinde göz göze koşsak Yeğlesene ne kararsın gözlerim Sadık Dağdeviren Aşık Lüzumsuz |
mısralar da ders veren dünyanın gerçek yüzünü gösteren bir tema var
naziresi de çok harika
tebrikler selamlar