DEVLET DAİRESİ
işi düşmüştü devlet dairesine
çare arıyordu kanayan yarasına elinde sımsıkı tutup dilekçesini, çaldı kapıyı şapkasını alıp eline. hayret! memur masasında uyumuyordu. bakıp yüzüne bir de gülümsüyordu. ne sevimli, ne güleç bir insandı ki o tatlı sesiyle “buyurun efendim” diyordu. o da nesi... bir rüzgar esiyordu. gecenin ayazı iliklerini donduruyordu. elinde sımsıkı tuttuğu dilekçesiyle bir bankın üzerinde sabahı bekliyordu. ******* devlet dairesine bir uğrayıverecekti hal hatır sorup gönüllerini alıverecekti purosunu şöyle bir düzeltip ağzında kapıyı da çalmadan içeri dalıverecekti. o binlerce rüyanın gerçeğini yaşayacaktı oturup koltuğa, bacak bacak üstüne atacaktı. memurla birlikte attığı kahkahalar parkların banklarında yankılanacaktı. |