bir serseri bıçağı..
dün gece yarısı saat 3 , sokağa çıktım...
aldım ağrıyan yüreğimi yanıma, bide, hayattan bıkmış yüzümü de aldım... gece karanlığında bir ses duydum... ne olduğunu bilmiyordum... sadece sesin yanıma yaklaştığını hissettim... bilinmez bir his gibi.. değişik... sanki bir an ürperdim... bilinmez bir sesle irkildim.... kaslarım gevşiyor... bedenimden bir soğukluk hissettim... adı bilinmez bir his işte... sanki beynim boşalıyordu.. sanki o an o ben.. ben değildim.... sanki her şey alt üst oluyordu... ama neden.. neydi o an beni o kadar sarsan... beni etkileyen sesin; acaba şiddeti miydi ... yada neydi o an... birden bir rüzgarın estiğini hissettim; ama ortada rüzgarın estiği yoktu... neden sadece bedenim yanıyordu. bacaklarımı yokladım.. sapa sağlam idi.. yerler biraz ıslak... gündüzden kalan yağmurdan... ve birden dizlerim çöktü... Aman Allah’ım dedim... neler oluyor .. neden her şey sanki ömrümden... sanki bunu deyişimle, televizyon kanalı değiştirir gibi, birden bir perde çıktı karşıma... bu nasıl oluyordu.. biri bana sihir mi yaptı acaba... artık yavaş yavaş içimde ki seslerde kısılıyordu. ama nasıl olur... içteki ses kısılır mıydı? peki ya beynim o niye suskun.. O neden unutuyor öğrendiği onca şeyi... Oysaki bir kaç dakika önce, sıcak yatağımın içinde, uykusu gelmeyen bir çocuk misali ,dönüp duruyordum... şimdi ne oldu ki? Her yer karanlık... Önüm bile ölüm gibi siyah.. birden kalbim acımaya başladı.. hayır hayır.. içten değil dışarıdan.. ve .. işte o birkaç dakikanın sanat eseri.. kalbimde keskin bir bıçak... saplanmıştı derince... gücüm gider yok oluyordu.. ebediyete kadar bitiyordu... kendimi tutamadım daha fazla ayakta... ve artık o soğuk zemindeyim... üşüyorum.. çok üşüyorum... yok mu biri örtsün vucudumu... yanıyor bir yandan bedenim... tükeniyor... bitti artık.. her şey bir sokak serserisinin eseri.. o bilmeden,düşünmeden, ne yaptığını bilmeden saplamıştı... ruhum bile duymamıştı... beynimde o kadar çok düşünce vardı ki... hangisine kulak verseydim... zaten veremedim de.. öylece yıkılıp kaldım... ağzımda akıp gidiyordu uzaklara ruhum... |