21
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1504
Okunma
………………………………………………………………………………………………………………………………….
Olmayınca
Kabul olmaz şu cihanda dileğim
Varıp gerçeğe kul olmayınca
Her Veli nimetin ılıp kandıramaz
Sahibi Zülfikar Al’ olmayınca
Didelerim melül mahzun gülemez
Tabipler derdime deva bulamaz
Her mürşit ölüyü diri kılamaz
Sultan Şah İbrahim Vel’ olmayınca
Derya gibi dalgalarım taşırır
Özün bilmez seni yoldan şaşırır
Her dede halledip çiğ mi pişirir
Seyit Ali Kızıldel’ olmayınca
Üç sünneti yedi farzı bilemez
Revani dünyada birşey dilemez
Ruy-ı siyahımı kimse silemez
Kerbela şahının el’ olmayınca
………………………….
Mamaşlı Revani©
…………………………………………
1898-1968.Sıvas İli’nin Kangal ilçesi’nın Mamaş (şimdiki adı Soğukpınar) köyünde doğdu. Asıl adı Kurtveli Bozkurt’tur. Okuma yazmayı babasından öğrendi.
Aşıklık geleneğine ve şiire küçük yaşlarda ilgi duymaya başladı. Bağlama ve keman çalmayı öncelikle Aşık Hasan’dan öğrendi. Ayrıca bağlama konusunda Aşık Süleyman Fahri ve ağabeyi Aşık Suzani’nin de katkıları oldu.
1915 yılında askere alınıp Doğu cephesine yollandı. Sarıkamış’tan Hazar kıyılarına dek uzun ve zorlu bir dönem geçirdi. Ağır hastalığından dolayı bir süre hastanede kaldı. 1920’de uzun bir yolculuktan sonra Mamaş’a döndü. Ancak kısa bir süre sonra yeniden askere çağrıldı ve böylelikle Kurtuluş Savaşı sürecine katılmış oldu.
Aşık Revani sonraki yılları köyünde geçirdi. Köylerine gelip giden başka dedeler ve aşıklarla görüşüp kendini geliştirdi.
1932 yılında Ahmet Kutsi Tecer tarafından düzenlenen Aşıklar Bayramı nedeniyle ağabeyi Aşık Suzani ile birlikte Sivas’a çağrıldı. Bu dönemden sonra adı daha fazla duyuldu ve deyişleri çevrede yayılmaya başladı.
Aşık Revani köyünde öldü ve orada toprağa verildi.Revani ve aynı çevrenin öteki aşıklarına ilişkin Revani’nin oğlu Fuat Bozkurt tarafından hazırlanan »Ozanlar Ocağı«, (1999) adlı bir araştırma bulunmaktadır.
KAYNAK:© BeKa Sitesi
……………………………………………………………………………………………………………………………….
)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-177-)(-)(-)(
Neyleyim Cihan’da yâr’sız bahçeyi
Bahçemde sevdiğim gül olmayınca
Yutturdum bülbüle dili,lehçeyi
Kunupta ötecek dal olmayınca
Allah için çalışan kul yorulmaz
Mevlâ hikmetinden sual olunmaz
O menzile boş amelle varılmaz
Gönül dergahından yol olmayınca
Elbette geçmez gönüle ferman
Dert veren Allah,ondandır derman
Samanla taneden ayrılmaz harman
Atıp, savurmaya yel olmayınca
Hâk izin verse de bir gitsek dersin
Mevlam gönlündeki muradı versin
Mescid-i Haramı Tavaf istersin
Hiç nasip olur mu gel olmayınca
Dut yemiş bülbülü gül de neylesin
Unutup sevdiğin gönül eylesin
Aşık sevdiğini nasıl söylesin
Şakıyıp söyleyen dil olmayınca
Ar,haya yok ise sözden alır mı
Haramı, helalı, seçip bilir mi
Başkaca kullara hayır gelir mi
Hakkına sadık bir kul olmayınca
Kul hakkı yer isen iflah olunmaz
Destursuzca bir meclise dalınmaz
Lüzumsuz yaptığın hayır bilinmez
Kazancından veren el olmayınca
Sadık Dağdeviren
Aşık Lüzumsuz
5.0
100% (15)