KÖTÜ HABER BÖYLE VERİLİR
Ahmet, Mehmet arkadaş
Aynı tertip erdiler. Ahmet’in günü yetti, Sıla izni verdiler. Çabuk geçti otuz gün; Ahmet döndü izinden. Açtı kolları Mehmet; Bus eyledi gözünden. Ateşli konuşmalar; Yavaş yavaş duruldu, İki asker arkadaş Bir gölgeye kuruldu! Sordu Ahmet Mehmet’e: - Ölen kalan kimler var? Bizim itten ne haber? Şöyle doğruldu Ahmet: - Sizin it öldü dedi. Mehmet’i hüzün bastı, Şaşırdı şöyle birden; - Öldü işte itiniz, Ölmüş atınızı yerken! Dedi Ahmet yutkundu, Sormaz diye düşündü. Sordu Mehmet atı da, Haber diye eşindi: - Neden ölmüş atımız? Gençti kalın ensesi. - Ağır gelmiş annenin; Kır ata cenazesi. -De Sana annem öldü, - Evet, çok yandı ona, Hiç te dayanamadı; Önce ölen babana. - Öyleyse ocak söndü, - ‘Ah’ dedi Ahmet üzgün Doldu kara gözleri ; Can evinden avladı Ahmet’in şu sözleri: - Hayır Mehmet eviniz, Sönmedi tütüyordu; Yanacak od kalmadı, Çatısı bitiyordu. Süleyman ÜSTÜN |