DİCLENİN KADINLARI
DİCLE’NİN KADINLARI
Demir kapının önü tel örgü bir kuş bile geçemezdi, aradan gözüm takıldı, seyrettim epey gagalıyordu yavru umutla, nöbetçi kışşşt dedi ürkerek, uçtu yavru, kanat çırparak. Boşta kaldı biran gözlerim düşündüm, haklıydı küçük kuş özgür, ama kuvvetli değildi. Gözümü çektim uzaklardan, yanıbaşımda biri, bak ağabey dedi bak, geçen kadınlara, içim sızladı, dudaklarımı ısırdım yutkunarak, bacımı anımsadım, anamı da bizde böyleydik, sırtımızda yük ya yakacak ya da yiyecek karnımız göçük, burnumuz dizimizde hep, toprakta gözümüz. ter çıkmış sırtımızdan, izi belli o kadınlarda böyleydi, çelimsiz, umutsuz her gün aynı saat, onlarcası geçiyordu Dicle dönüşü. Utanıyorlardı dama bakmaktan yana sanki, ben de utandım baktığım da kırk küsür kilo ya vardı ya da yok yükünün hesabı ağır, kadındı bu, anaydı,. Geçerdi, geçerdi de… Hikmet Yaşin 24 Haziran 1976 D.Bakır C.Evi |