KARAKARAYDILARKARA KARAYDILAR Severlerdi beni taşlar, yosun tutmazdı köyümün çayında, köprüden geçmez, havalara zıplardım ondan ona da, düşürmezlerdi sesler duyardım suyunkinden başka bakar bakmaz görürdüm, selam durur, el sallardım nokta oluncaya dek gökteki uçaklara bağırır koşardım, düşer kalkardım, sevinirdim gördüklerime ama kan içinde kalırdı ayaklarım köyümün sokaklarında koştururken, çatlak, kirli, tırnakları kopmuş parmaklarım acıtmazdı yüreğim ve beni, delikanlı yaptılar, aynı çay aynı taşlar, küçüldüler, sokaklar çoğaldı büyüdüler çocuklar da yine kan içindeler kınalanmış parmakları, kınalamadı parmaklarını taşlar da delmedi köprüden düşerken başlarını, bombalar, bombaları atanlar çayda çimdiğimiz çocuklardan birimi yoksa kana bulamışlar beni seven taşları köyümün çayında, sokaklarında kardeşimdiler, yüreğim kanıyor kanlar içinde köyüm, çocuklar, seke seke yürüyor, kimi artık koşamıyor, konuşamıyor, lal olmuş, çay da neredeyse, sesi duyulmuyor bastırıyor selam durduğum uçaklar, boşaltıyor, takır takır kundaklarındaki bombaları, yağmur gibi gözleri yaş dolu, öldürmeyin, öldürmeyin, öldürmeyin… seslenemiyor yeni yetme çocuklar sizin arkadaşınız, sizin yoldaşınız bizim açmamış çiçeklerimiz, barut kokuyor diye küsmüş dağlar, ötmüyor kuşlar, küsmüş istemeden çalınan hücum borusu. arkadaşımın ağzında zafer türküsü de çınlatmıyor kulaklarımızı sesi yok sanki, titriyor elleri, seslenesim geliyor titriyor parmakları, beni arıyor yaşlar içinde gözleri, niye… Hikmet Yaşin 19 Mayıs 2006 Buca |