Özgürlük Dilde YaraYağmur, Firar ediyordu gök kubbeden, Sığınacak bir ağaç, Bir deniz, Bir nehir arıyordu, Biliyordu, Kurak bir toprağa düşmek de vardı, Yok olmak da bu kaçışın sonunda. Gökyüzü, Bütün öfkesiyle haykırıyordu peşinden, Bir ejderha ağzıyla ateş püskürüyordu, Koşuyordu yağmur, Nefes nefese, Oysa yaşamayı ne çok severdi, Neden ölmek pahasına bu kaçış, Anlamıyordum. Şaşkınlığımı, ellerimle gizlerken yüzümdeki çizgilere, Bir düşünce deryasına kapıldım, İnsan da böyle midir? O da böylemi kaçar yaşamaktan, Kendinden, Bir nedeni olmalıydı oysa ki Doğmak gibi, Büyümek, ölmek gibi bir neden, Ekmeğe acıkmak, Suya susamak, Uyumak, uyanmak gibi, Sevmek, sevilmek, Ayrılmak, kavuşmak gibi, Kavga gibi, Barış gibi bir neden, Kaçmak için de bir neden olmalı. Özgürlüğe her giden yol kaçmaktan mı geçerdi? Ya da ne kadar özgür olurdu kaçınca insan? Özgürlük dediğin nedir ki usta, Özgürlük dilde yara, Özgürlük, kimi zaman, Bir fişeğin, namludan kurtulduğu andır, Saplandığı yerde esaret başlar, Gerisi külli yalandır. S.U. 01 09 2009 |