İŞTE GİDİYORUM....
İşte gidiyorum…
Belki de seni kaleme aldığım son satırlar bunlar. Şu an neredesin,kiminlesin diye sormadan gidiyorum Sormuyorum,bir daha da sormayacağım. Şu an her damlasına hayran olduğum yağmur yağıyor, Sensiz tadı yok ama, Sensiz İstanbul’un da tadı yok aslın da Omuzlarıma çökmüş bir ağırlık var Gelip çöreklendi yine hüzün üstüme. Yoruldum yıkılıp tekrar ayağa kalkmaktan, Yoruldum kendi hayatımı yıkıp yıkıp kurmaktan. Canım çok yanıyor…. Ne huzurum var,ne de seviyorum diyenlerin sadakati İçimdeki çocuk yavaş yavaş ölüyor. Koca bir oyun tüm yaşadıklarım Sahnenin senaristi,yönetmeni hep başkaları Birileri senaryoları veriyor elime, Ben yalnızca oynuyorum. İşte gidiyorum… Seni bulduğum yerden başlıyorum yürümeye, Biliyorum hiçbir şey bir daha eskisi gibi olmayacak Zordur severken ayrılmak,ayrılmak zorunda kalmak Bir ağaç düşünün; budadınız,suladınız,büyüttünüz Yaprak döküşünü,çiçek açışını izlediniz yüreğiniz titreyerek. Sonra,o ağacın artık sizin olmadığını söyledi birileri. Kimselere emanet edemediğiniz şeyi bir başkasına bırakırsınız. İçiniz nasıl yanar değil mi?... Şimdi ben içim yanarak bırakıyorum başkasına. Gidiyorum beynimi,kalbimi,elimi,kolumu bırakarak. Gülay Hançer |
Hece çalışmalarınız gibi bu serbest çalışmanızda, şiir sanatını önemnsemiş ve okuyucusuna, güzel tatlar sunmuş.
Esenlik ve mutluluk dileklerimle selamlıyorum sizi değerli kalem dost şairim. Kemal polat