RESSAMIN ESERİ...
Bir ressamın tablosunda görmüştüm seni,
Şöyle iyice bir yaklaştım ressamın tablosuna, Hayır yanılmışım uzaktan benzetmişim işte, Sen bu kadar muhteşem olamazdın. İlk buluşmamız da sırtımdaki acıyı haykırmıştım gözlerine, Yolda dilenen dilenci bile anlamıştı feryadımı, Senin gök gürültüsü kahkahalarındı sırtımdaki acıyı göğsüme devşiren… Ressama sordum tablodaki resmin imlasını, Melek dedi gamzelerini göstererek… Bir damla gözyaşında boğulasım geldi o an, Tüm nefretimi azat ettim kahkahalarına, Sataştım ressamın eserine, Gah kınadım, gah vurdum yerden yere, Bu o dedim sessizce. Ressama yalvardım kanatlarını yok etsin diye, İki kanadını birden kesti resimden, Gamzeleriydi beni hayrete düşüren, Bin mezarı barındırıyordu soğukluğu ile. İyice bir sokuldum resme, Hayır diye haykırdım ressamın yüzüne, Şeytan bu kadar muhteşem olamaz dedim, Çıkardım bir gözünü büyük bir hışım ile, Senliğe bir adım kalmıştı resim de, Benzin döküp yaktım bir yarını, Tamam işte varlığını buldu resim, Tıpkı sen!... İlk başta melek görünen, Daha sonra şeytana taş çıkartan sen, Cebimden çıkardım 5 kuruşu, Ressama uzattım tablosu için, Kasaya yöneldi ressam, 2 kuruş uzattı paranın üstü diye, Ressam da anladı kalitenden, 3 kuruşluk değer biçti varlığına… |