YÜREK'TE, KARIŞ KARIŞ...
Ne yani, bir kez daha mı esiri olacağım sensizliğin?
Aşkla yumsam gözlerimi ve saysam sana kadar... Gelmeyecek misin? Güneşi dondursam şafaklarımda? Ya da misafir etsem tüm yıldızlara sokağımıza; Ve ışıldasa bir kez daha lambalar yüksek parıltıda... Bir ihtimal Musa olsam; Bölsem Kızıldeniz’i Tanrı aşkıyla. Firavun kadar taş kalpli misin, Yine de etmez misin güzelliğe secde? Fatih’i oLsam imkansızlıkların, Dört bit yandan çeksem özlemini yüreğimle, İstanbul’u olmaz mısın rüyalarımın? Musa, uydu ALLAH’ın hükmüne, Fatih, şahlara ulaştı Kur-an’ın hürmetiyle... Ben de ikisinden biriktim denliğimde, Ve sonra damla damla doğdum gözlerinde. Unutmayı; intihar, Vazgeçmeyi, ihanet olarak heceledim ömrümce. Olmalıysa illa bir fill fanilikte, ’’Beklemeyi’’ hatırlarım, Eyyüb peygamberden, Lakin Sıdık-ı Ebabekir kadar adil değilimdir bilesin, Bir ona, bir şuna diyerek bölmem yürek kırıntılarını, Toplar, büyütürüm aşkı ruhumda, Sana sayarım aşkımı bir kalemde, Şuan başkasının olduğunu bile bile... [myS] |