GURBET SANCISI
Kara tren üzgündü düdüğü hazin çaldı,
Boğazım düğümlendi neşemi hüzün aldı. Kaderime küserken yürek sustu dil lâldı. Çaresizlik içimde vuslat atîye kaldı. Günler gelip geçerken ben yolcuyum siz hancı, Gözüm gibi baktığım gözler bana yabancı. Sinemi yokluyorken zakkum tadı bir sancı, Pembe düşlerimin de yok yarına inancı. Tutundum sonbaharın yağmur yüklü dalına. Bakmadım ilkbaharın gök kuşağı şalına. Felek zehrini katar peteğimin balına, Yıllarca inanmışım bir peri masalına. Özlemin çekiç gücü ciğerime vuruyor. Çöreklenen acılar yüreğimi buruyor. Buğulanan anılar benliğimde duruyor. Kederlenen sözcükler dudağımda kuruyor. Hasretiniz katlandı durdu sinemde kat kat. Kalmadı gitti gücüm yorgun dizimde takat. Ayrılığın bedeli kalıntılar küsurat, Hayat fayım kırıldı umutlarım da sakat. Yaşlı gönlüm tükenir ümitlerim paslanır, Toz pembe hayallerim cam ardında puslanır. Dilimde düğümlenen kelimeler hislenir. Resimler de olmasa suretiniz sislenir. Gökyüzü yıldızları saklarken kucağında, Ömrüm çileyle geçer gurbetin ocağında. Hicran yüklü gecenin kalırım bucağında, Sallanıp geçer yıllar hayat salıncağında. |