Zamaneler
“Eski Nesil ile Yeni Nesil Sohbetleri – 2”
Zamaneler pek fena Leb demeden leblebi külliyatı Ne varsa haberdarlar maş’Allah Hızlarına yetişmek nâ-mümkün Ölüm desen senden çok kelâm ederler Yaşamak desen iki araba laf söylerler Ne öğreteceğini şaşıyor insan Ne öğretmesi yahû, çoğu zaman Biz danışır olduk onlara şimdiden Felfecir okur gözleri her birinin Yerinde duramazlar nedense? Her kabahate bol bahane, Üstüne gitsen pek sıkılırlar, İşe gelmez çoğu, çabuk yorulurlar Maymuna bile iştahta Devir atlatır bunlar da tur bindirirler. Hercailik mi dersin? Harfendaz keratalar Sefih bir yaşam, tercihler hep şehvanî Ne olacak sonları? Bilmem… Tarzan’ca dil bilgisi, Zevksiz kılık kıyafetlerle Ne idüğü belirsiz gürültü dinlerler Sorarsan müzik derler adına da. Bir sevdiğim tarafları Hemen inanmazlar duyduklarına Şüpheciler, bu güzel bir şey İllâ delil isterler, haklılar elbet Gaza gelmezler öyle eskiler gibi Ah be zamaneler Bir de ilmin, san’atın, edebin Değerini bilseler ya, işte o vakit Kimse duramaz önlerinde… 19.48 – 21 Nisan 2011 / İstanbul |