BERİVAN-III-
Hayata yakışmak için...
/ Hayat yağmalanıyor yeni çağda. / ’Eski fotoğraflarda hükümlü suretin..’ Sen yalnızlığa rehin, / Sen tutuksuz yargılanmak üzere serbest- Sen aşklarına intihar süsü verilen../ I Adı Berivan’dı, ıssız ve kırılgan gülümseyişlerinden kan sızardı hayata soyunur, utanırdı çıplaklığından... Oynadığı bir kumarda kaybetmişti anlamını... ’en ağlamaklı zamanında gecenin,’ yalnızlığını severdi katil şefkatiyle; yorgun ve suçlu sonra bağıra bağıra ağlardı aristokrat sevmelere, varoş hüznüyle. Berivan, kentlerin bedevisi, kalabalıkların münzevisi hayat kadar tuhaf, hayat kadar şaşırtıcı, hayat kadar taklitsiz.. Berivan, kanayan yaram, mutsuz kadınım kimselere benzemeyenim nüfus kütüklerinde adı olmayanım!.. Oysa hep temiz uyandın kirli sabahlara aynalarda bıraktın sahipsiz güzelliğini dalgın bakışlarını yitik anılarda sesini eskimiş şarkılarda bıraktın ellerini uzaklığın boşluğunda kendini feodal yaralarda! II Berivan, kimliği belirsiz mevsimlerin yağmuru karanlığın ortasında mum gibi... alçak pusularda öldü diye bırakılan... Dağılmış saçlarında yasa dışı bir rüzgar; herkes üzerine devrilen tedbirsiz bir gecede, makyajını tazelerken senin makyajın akacak bir türkünün nakaratında. Yüreğin yağmaya maruz kalmışsa da, hayallerinin dehşetinden; ama önce aşk Berivan sonra yokluğunu ezberleyen şiirlerde adını kutsal kılarım... III Yaralı bir serçe gibi duruyorsun hayatımda, ve asla unutmayan intikam gibi... yapayalnız İstanbul sabahlarında tenhaydık ve şair... sığmadık yalanlara günleri yaraladık ve gece örttü insanın ayıbını... Şehirlerden kovulup, suskunluğa mahkum edildik bir sokaksın sen, ’kendine çıkacak bir yolun yoktur’ sokaklar ki devrik hayatların, ağrılı yalnızlıkların, lime lime yoksullukların, heyecanların, acıların, aşkların, buruk ve hazin vedaların tanığıdır. IV Renk körü ressamların tuvalinde yüzünü yaşama dayadın, zamanın tortusunda her şeyi çürüterek tanımladı zaman kendini.. biz böyle şiirsiz, kimsesiz yaralarda yıllar var ki ben biraz geç kalmışım, sen biraz erken hayatın belleğinde sen kalırsın geriye hayat geçiştirir, askıya alır seni bir yanını telaşlarda unutursun üşümüşlüğünü yara bere iklimlerde... Bıçaklanmışım sar yaramı Berivan kaybettim bak bilincimi... bul bilincimi bul bilincimi.! V Uçurumları büyüttüm, evlat edinip intiharları ölümü küçük düşüren, faili belli cinayetleriz biz önümüzde uzayıp giden ihanetin dipsiz kuyularında kimseye değil, bilgi talanında cehaletin vicdanına kopar kıyametimiz! Biz gemilerimizi değil, kendimizi yaktık Berivan korkma Berivan, korkma bir ceset olmaktan ölüm insanın kendiyle buluştuğu andır. - Birdal ERDOĞMUŞ - |
ölüm insanın kendiyle buluştuğu andır...
saklamalıyım ölmeden önce
ölüm kurban olmadan
ölüme kurban olmadan
ölümlüye kurban olmadan
ölüm meleği onaylamadan
ölüm ölüme kurban kurbana
ben bana kurban olmadan önce
ne desem şaire kurban olur suslarım
geceden çıkan kelam mürekkebiyle
sıcağından selam saygılar