Mesai Mevsimi
I.
Bugün mesai mevsimi Ölmek yasak cinnet geçirenlere Baksınlar kapı aralıklarından geceye Bilir misin! Ey sevgili Yolculuklar bitmeden olmaz, anla Bugün mesai mevsimi Ölmek yasak cinnet geçirenlere.. Bir ağaç altında her an düşebilir Kafanıza, elma ağırlığında bir kütle Yada zindanlarında yedi kulenin Ayaklarınızın dibine ılık bir su damlası Buğulu, netliği görülmeyen Bir bahar günü bütün pencereler kapalıyken Söyledim ya Bugün mesai mevsimi Ölmek yasak cinnet geçirenlere.. II. Ben değilim haykıran caddelerden aşağı Susma ve ölme hakkım var; biliyorum Anla beni artık rozalina Pembe panjurlu eve bakan serseri Değilim, geçen gece kapında dikelen Gözyaşlarımın bir mola esnasına denk geldi Ben değilim haykıran caddelerden aşağı.. Söyledim sana; Sana, söyledim yüreğimin figan ateşini Kor, kendinden geçmiş, avare, serseri hevesini Anla rozalina; Alevin şarkısını dinle benden bu gece Açık bir kapı aralığından sessizce Sivri uçlu topuklarını yere vurarak Diyorum sana, bilmen gerek Bugün mesai mevsimi Ölmek yasak cinnet geçirenlere.. III. Bu sirki terk etmenin vaktidir Geceden toparlayarak arkamı Aylak aylak, bir kadına bakar gibi Ah rozalina sana söylemiştim Bugün mesai mevsimi Ölmek yasak cinnet geçirenlere Ve de haykırmak caddelerden aşağı.. Kızgın değilim ben kimseye, utanma Sakın çökmesin omuzların önüne Kaymasın gözlerin asumandan toprağa Kırmızı yazan kalemim, işte Ağladıkça feryadı gelir kulağıma Öyle say öyle farzet Öyle bil rozalina Bugün mesai mevsimi Ölmek yasak cinnet geçirenlere… Ünal ÇAGABEY |