Parlayan Şehre...Sana aynalar bıraktım İstanbul... Her sabah ışıkların düştüğünde tentelere Avaz avaz bağıran esnaf kalabalığında Kendini yenile diye... Sana sayfalar bıraktım İstanbul... Dilimin ucundakileri sularına demirleyip, Paslandırdım... Ay ile oynaştığın, Maviliklerini çiz istedim güne, Her gece sende biz, Deliksiz uykuları uyurken, Sen, Hangi tutkuyla güzelleşiyorsun Böyle derinden? Sana aşkları bıraktım İstanbul... Leandros ile Hero’nun sevdaları kokuyor hala, Kız kulesinde Sarmaşıklar gibi aşıklar, Dalga gibi vuruyor sahillerine... Sana anıları bıraktım İstanbul... Kah Eminönü’nde Kah Haliç’te... Bir anne gibi şefkatli, Okşarsın hala saçlarımı Adalar vapurunun tepesinde... Sana şarkılar bıraktım İstanbul... Çakır keyif hüzünlerle dillendirdiğim, Kenar mahalle meyhanesinde. En çok seni çaldılar, En çok seni söyledim Taş plakların ağır kamçılı sesinde... Sana kalbimi bıraktım İstanbul... Ömür bitene kadar, En değerli resimler misali Kal gözlerimin önünde... Ecelim, Boğaz sırtlarında olsun... Senin nefesini doldurayım ciğerlerime... Cenneti göstereceğim havanla, Seni hiç görmemiş Ve sırf bu yüzden Gerçekten ölü sayılabilecek Diğer ölülere... Elif SEZGİN |
İstanbula bir hayat bırakılmış..
zalim bu İstanbul..
doymuyor..
ne hayatlara ne şiirlere..